DOLAR 40,5695 0.02%
EURO 46,9338 -0.29%
ALTIN 4.337,450,35
BITCOIN 4753479-0,56%
Mersin
34°

PARÇALI AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Mersin’i gerçekten tanıyor musunuz? Mersinli olup da hiç gitmediğimiz bu 9 yer Mersin’i yeniden keşfetmenizi sağlayacak
  • Özyar izlem gazeteleri
  • Gündem
  • Mersin’i gerçekten tanıyor musunuz? Mersinli olup da hiç gitmediğimiz bu 9 yer Mersin’i yeniden keşfetmenizi sağlayacak

Mersin’i gerçekten tanıyor musunuz? Mersinli olup da hiç gitmediğimiz bu 9 yer Mersin’i yeniden keşfetmenizi sağlayacak

ABONE OL
Temmuz 29, 2025 07:09
Mersin’i gerçekten tanıyor musunuz? Mersinli olup da hiç gitmediğimiz bu 9 yer Mersin’i yeniden keşfetmenizi sağlayacak
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Mersin’i gerçekten tanıyor musunuz? Mersinli olup da hiç gitmediğimiz bu 9 yer Mersin’i yeniden keşfetmenizi sağlayacak
Mersinliler olarak çoğu zaman Antalya’yı turizmle, Kapadokya’yı tarihle, Karadeniz’i doğayla özdeşleştiririz. Oysa kendi yaşadığımız şehir, Mersin, hem tarihi derinliği hem doğal çeşitliliğiyle bu alanların her birine rakip olabilecek zenginlikte. “Mersinli olup da hiç gitmediğimiz yerler” başlığı altında topladığımız bu özel liste, biraz farkındalık, biraz da pişmanlık içerebilir.
Mersin deyince çoğu kişinin aklına tantuni, sahil ve yaz sıcakları gelir. Oysa bu şehir, sadece Akdeniz’in değil, dünyanın sayılı tarihi ve doğal zenginliklerine ev sahipliği yapıyor. Ne var ki Mersin’de yaşayan binlerce kişi, doğup büyüdüğü şehrin kıymetini bilmeden yaşıyor. “Mersinli olup da hiç gitmediğimiz yerler” listesi uzayıp giderken, bu köşede belki de hepimizin biraz mahcup hissetmesi gereken bir gerçek var: Kendi şehrimizi tanımıyoruz.
1-Yumuktepe: Adını Duyduk Ama Hiç Gitmedik

Mersin şehir merkezine yalnızca 3 kilometre uzaklıktaki Yumuktepe, aslında Anadolu’nun en eski yerleşim alanlarından biri. Ama çoğumuz için sadece okul kitaplarından hatırlanan bir isim ya da tabelayla geçilen bir yer olmaktan öteye gidemedi. Oysa Yumuktepe, insanlığın yerleşik hayata geçtiği Neolitik Dönem’den bu yana tam 33 kültürel katman barındırıyor. Bu topraklar bir zamanlar Hititler’e, Asurlular’a, Urartular’a, Bizans’a ev sahipliği yaptı.
Arkeologların 1930’lardan bu yana kazdığı her tabaka, bize Mersin’in sadece deniz değil, aynı zamanda medeniyetin de doğduğu bir coğrafya olduğunu fısıldıyor. Ne yazık ki bu tarihi alan hâlâ çitlerle çevrili, sessiz ve yalnız. Belki de en büyük eksikliğimiz, böyle bir değerin yanından geçip gitmeye alışmamız.
2-Soli Pompeiopolis: Sütunlar Arasında Unutulan Tarih
Mezitli’nin Viranşehir Mahallesi’nde, apartmanların arasında sessizce yükselen taş sütunlar, aslında binlerce yıllık bir liman kentinin ayakta kalabilmiş son tanıkları. Burası Soli Pompeiopolis… Her Mersinli adını kesin duymuştur, bir çoğumuz da yanından geçmişizdir ama çoğumuz oraya hiç gitmedik. Oysa bu antik kent, M.Ö. 7. yüzyılda Soli adıyla kurulmuş, Roma döneminde ünlü komutan Pompeius tarafından yeniden inşa edilerek Pompeiopolis adını almış bir Akdeniz ticaret merkezidir. 200 metreyi aşkın uzunluktaki sütunlu caddesi, hamam kalıntıları ve liman yapısıyla, bir zamanlar denizden gelen zenginliğin kapısıydı. Bugünse şehrin gölgesinde kalan, yerli halkın bile farkında olmadığı bir kültür mirası olarak varlığını sürdürüyor. O taşlara dokununca, sadece tarihe değil, unuttuğumuz aidiyete ve Mersin’in köklerine de temas ediyorsunuz.
Ulaşım: Mersin merkezden yaklaşık 11 km uzaklıktadır. Mezitli yönüne giden tüm toplu taşıma araçları ile ulaşım mümkündür.
Not: Alan açık durumdadır, giriş ücretsizdir. Yaz aylarında sabah saatlerinde ziyaret edilmesi önerilir; çevresinde kafe ve tesisler mevcuttur.
3-Tarsus Şelalesi
Tarsus’a yolu düşmeyen bir Mersinli var mı? Tarsus’un tam ortasında, şehir kalabalığının göbeğinde bir doğa sürprizi: Tarsus Şelalesi. Berdan Nehri’nin sularıyla beslenen bu şelale, bahar aylarında coşar, yaz aylarında serinlik arayanlara gölgelik olur. Ancak ne acıdır ki, Mersinlilerin çoğu burayı ya çocuklukta okul gezilerinde görmüş ya da hiç gitmemiştir. Oysa şelalenin hemen çevresinde Roma dönemine ait mezar odaları, taş yontular ve tarihi izler vardır. Hem piknik yapabileceğiniz hem de tarihle iç içe soluklanabileceğiniz bu yer, hala keşfedilmemiş bir huzur noktası gibi duruyor. Bir günlüğüne telefonunuzu sessize alıp bu sesi dinlemek, belki de kendinizi yeniden duymanın en güzel yoludur. Mersinli içinse “bir gün giderim” diye ötelenmiş birer yer sadece.
Ulaşım: Tarsus ilçe merkezinden yürüyerek veya araçla 5 dakika uzaklıktadır. Mersin’den ise D400 karayolu üzerinden yaklaşık 45 dakikada ulaşılabilir.
Not: Şelale çevresinde oturma alanları, çay bahçeleri ve hediyelik eşya dükkanları mevcuttur. Aileler için uygun.
4-St. Paul Kuyusu: İnançla Kazılmış Bir Derinlik
Tarsuslu Aziz Pavlus’un adını taşıyan St. Paul Kuyusu, yalnızca Hristiyan dünyası için değil, Mersin için de evrensel bir değeri temsil ediyor. Rivayete göre Pavlus’un doğduğu evin avlusunda yer alan bu taş kuyu, Hristiyan hac yolculuklarının önemli duraklarından biri. Ancak ne yazık ki bu yer, yılda binlerce yabancı turistin ziyaret ettiği ama yerli halkın bile nadiren uğradığı bir inanç mirası olarak kalıyor. Oysa taş duvarlarına dokunduğunuzda, sadece bir dini figürün değil, Tarsus’un hoşgörü ve çok kültürlülük geçmişinin de izlerini hissediyorsunuz. Üstelik tarihi yapının çevresi bugün restore edilmiş, küçük bir müze ve bilgilendirme panolarıyla donatılmış durumda. Bu değerli alan, keşfetmeyi değil, hatırlanmayı bekliyor.
Ulaşım: Tarsus şehir merkezinde yer alır. Tarihi çarşıdan yaya olarak 5 dakikalık mesafededir.
Not: Giriş ücretlidir. Müze Kart geçerli değildir; ziyaret saatleri genellikle 09.00–17.00 arasıdır. Fotoğraf çekimine izin verilmektedir.

5-Gilindire Mağarası: Yer Altında Büyüleyen Güzellik

Aydıncık kıyılarında, Akdeniz’e bakan bir yamaçta yer alan Gilindire Mağarası, içine adım attığınızda sizi zamanın dışına çıkarıyor. Mağaranın içi; binlerce yılda oluşmuş dev sarkıtlar, dikitler, sütunlar ve cam gibi parlayan yeraltı gölleriyle adeta doğanın yazdığı bir şiir. Yaklaşık 555 metre uzunluğundaki bu mağara, adını eskiden burada saklandığı söylenen Gilindire adlı bir kadından alıyor ama bu masalın başrolü doğanın ta kendisi. Sessizlik öyle yoğun ki, sadece kalbinizin sesini ve damlayan suyun yankısını duyuyorsunuz. Mersinli olup da buraya hiç gitmemiş olmak ise aslında bir şehre değil, kendinize haksızlık gibi. Çünkü Gilindire, yalnızca gezilecek bir yer değil, hissedilecek bir deneyim.
Ulaşım: Aydıncık ilçe merkezine yaklaşık 9 km uzaklıktadır. Özel araçla veya yaz aylarında düzenlenen turlar ile ulaşım mümkündür.
Not: Mağaraya inen yürüyüş parkuru dik ve uzun olduğundan rahat ayakkabı tavsiye edilir. Giriş ücretlidir. İçeride ışıklandırma mevcuttur. Çocuklu aileler için yorucu olabilir.

6-Karboğazı Yaylası: Toroslar’ın Sessiz Huzuru
Tarsus’un kuzeyinde, Toroslar’ın yamaçlarında saklanan Karboğazı Yaylası, şehrin sıcağından kaçanların değil, gerçek anlamda doğayla baş başa kalmak isteyenlerin rotası. Serinliği, çam ormanlarının kokusu ve bulutların arasına uzanan manzarasıyla burası adeta zamanın durduğu bir yer. Ancak ne yazık ki Mersinlilerin çoğu, bu yaylayı sadece ismen bilir. Oysa Karboğazı, yalnızca doğa yürüyüşü yapmak için değil; kamp kurmak, sabah kahvesini kuş sesleriyle içmek, hatta kendini biraz olsun dinlemek için mükemmel bir kaçış noktası.
Ulaşım: Tarsus’tan yaklaşık 60 km, Mersin şehir merkezinden ise yaklaşık 120 km uzaklık, Pozantı’ya yakın durumdadır. Özel araçla ulaşım önerilir, yolun son bölümü bakımlı asfalt yok değil, bu yüzden yorucu olabilir.
Not: Bölgede otel yoktur; günübirlik geziler ya da çadır kampı uygundur. Su ve yiyecek temini için hazırlıklı olunmalıdır.
7-Zeus Tapınağı: Uzuncaburç’un Tarihi Simgesi
Silifke’nin Uzuncaburç beldesinde, dağların ve gökyüzünün tam ortasında, Cennet-Cehennem’in hemen karşısında tek başına duran görkemli sütunlar… Bunlar Zeus Olbios Tapınağı’na ait. Helenistik dönemde inşa edilen bu kutsal yapı, göğün tanrısına adanmış en etkileyici mimari örneklerden biri. Zamanında dini törenlerin, adakların, mitolojik hikayelerin merkeziydi burası. Bugünse yalnızca rüzgârın uğradığı, çoğu Mersinlinin adını bilip yolunu bilmediği bir harabe gibi sessizce ayakta. Oysa bu tapınak, 2.200 yıldır zamana direnirken bize şunu fısıldıyor: “Geldiğin yer, sandığından daha kadim.” Uzuncaburç’un dar yollarında ilerleyip bu sütunların gölgesine vardığınızda, bir tapınaktan fazlasıyla karşılaşırsınız. Ziyaret için en uygun zaman, havanın serin olduğu ilkbahar veya sonbahar aylarıdır.
Ulaşım: Mersin merkezden yaklaşık 135 km, Silifke’den ise 30 km uzaklıktadır. Yolun tamamı asfalt olup özel araçla ulaşım kolaydır.
Not: Tapınak ve çevresi ziyarete açıktır, giriş ücretsizdir. Bölgede kafe ve tesis bulunmadığından su ve atıştırmalıkla gitmek önerilir. En uygun ziyaret zamanı ilkbahar ve sonbahar aylarıdır.
8-Anemurium Antik Kenti: Sahilin Altın Sessizliği
Mersin’in batı ucundaki Anamur ilçesinde yer alan Anemurium, Roma ve Bizans dönemlerinin görkemli izlerini taşıyan bir antik kent. Deniz kıyısında konumlanan bu kentte mozaiklerle süslenmiş evler, hamamlar ve tiyatro kalıntıları hâlâ ayakta.
Ama gelin görün ki Anemurium, yerli halkın ve hatta çoğu Mersinli’nin seyahat listesinde bile yok. Sahil yolundaki uzun mesafe, bu tarihi mekânı gözlerden uzak bırakmış. Oysa burada hem tarih hem doğa iç içe. Üstelik Anemurium, Akdeniz’de yüzüp aynı anda antik taşlara yaslanabileceğiniz ender yerlerden biri.
Mersin’in batı ucundaki Anamur ilçesinde yer alan Anemurium, Roma ve Bizans dönemlerinin görkemli izlerini taşıyan bir antik kent. Deniz kıyısında konumlanan bu kentte mozaiklerle süslenmiş evler, hamamlar ve tiyatro kalıntıları hâlâ ayakta.
Ama gelin görün ki Anemurium, yerli halkın ve hatta çoğu Mersinli’nin seyahat listesinde bile yok. Sahil yolundaki uzun mesafe, bu tarihi mekânı gözlerden uzak bırakmış. Oysa burada hem tarih hem doğa iç içe. Üstelik Anemurium, Akdeniz’de yüzüp aynı anda antik taşlara yaslanabileceğiniz ender yerlerden biri.
Ulaşım: Anamur ilçe merkezine yaklaşık 6 km uzaklıktadır. Mersin şehir merkezinden uzaklığı ise yaklaşık 235 km’dir. Ulaşım özel araçla ya da Anamur merkezden taksiyle sağlanabilir.
Not: Giriş ücretlidir. Ziyaret saatleri 08.00–17.00 arasıdır. Yaz aylarında güneşten korunmak için şapka ve sıcaklardan dolayı su bulundurulması önerilir. Fotoğraf çekimi için ideal bir rota sunar.
9-Kocahasanlı Kuş Gözlem Alanı: Mersin’in Görmediğimiz Kanatları
Mersin’in Silifke ilçesinde yer alan Göksu Deltası’nın uzantısı olan kuş gözlem alanı, 300’e yakın kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Özellikle flamingolar, balıkçıllar ve tepeli pelikanlar gibi nadir türler burada üreme ve göç dönemlerinde yoğun olarak gözlemlenebiliyor.
Ama Mersin’de doğmuş büyümüş pek çok kişi, bu alanın varlığından bile haberdar değil. Doğaseverler ve fotoğraf tutkunları için adeta bir vaha olan bu alan, sadece birkaç tabela ve yetersiz tanıtım nedeniyle sessizliğini koruyor. Oysa sabahın erken saatlerinde burada kuş sesleriyle güne başlamak, her Mersinli’nin en az bir kez tatması gereken bir deneyim.
Ulaşım: Silifke merkezden yaklaşık 15 km, Mersin merkezden ise yaklaşık 90 km uzaklıktadır. Özel araçla ulaşım mümkündür.
Not: Alan genel olarak doğal yapısını korumaktadır, tesis bulunmamaktadır. Kuş gözlemi yapmak isteyenler için dürbün ve uzun objektifli kamera önerilir. Sabah erken saatler veya gün batımı en verimli zamanlardır.
Neden Gitmiyoruz?
Uzak değil, gizli değil, kapalı hiç değil… Bu yerlerin ziyaretçi sayısının az olmasının ardında yetersiz tanıtım, ulaşım olanakları ve en çok da “nasıl olsa yakınım, bir gün giderim” düşüncesi yatıyor. Oysa tarih, doğa ve kültür bize birkaç kilometre uzaklıkta sesleniyor. Burnumuzun dibindeki güzellikleri keşfetmek için sadece yola çıkmak yeterli…

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.