DOLAR 39,8474 0.05%
EURO 47,0115 0.34%
ALTIN 4.270,420,27
BITCOIN 4296108-1,51%
Mersin
28°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Halk TV, 10 gün boyunca ekran karartma ve lisans iptali ile karşı karşıya.

Halk TV, 10 gün boyunca ekran karartma ve lisans iptali ile karşı karşıya.

ABONE OL
Temmuz 4, 2025 08:28
Halk TV, 10 gün boyunca ekran karartma ve lisans iptali ile karşı karşıya.
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Halk TV’nin karartılmasına tepki yağıyor: Açıklamalar peş peşe geldi
Türkiye’nin en çok izlenen televizyon kanalı Halk TV’ye verilen karartma cezası, yürüryme durdurma kararı verilmediği takdirde 8 Temmuz Salı günü gününden itibaren 10 gün boyunca karartılacak. Bir yandan lisans iptali tehdidiyle karşı karşıya olan halk TV’ye yapılan baskıya siyasilerden peş peşe tepkiler gelmeye devam ediyor. Türkiye’de halk nezdinde büyük bir karşılığı olan, her gün reyting rekorları kıran Halk TV, 10 gün boyunca ekran karartma ve lisans iptali ile karşı karşıya. Lisans yenileme sürecinde, üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getiren, zamanında başvurusunu yapan ve ödemesini tamamlayan Halk TV’nin lisansı hala yenilenmedi.
Halk TV salı gecesi karartılıyor! Cafer Mahiroğlu’ndan halka tarihi çağrı! “Bu kanalın kapanmasını istiyorsanız…”
Halk TV yönetimi tarafından yapılan onlarca başvuruya geri dönüş yapılmazken, aynı günlerde Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Halk TV’ye en ağır cezayı kesti. 10 gün karartma cezası kesilen Halk TV’ye ceza tebligatı da jet hızıyla yapıldı.
Yargı tarafından verilen cezaya ilişkin yürütmeyi durdurma kararı verilmediği takdirde, Halk TV ekranları 8 Temmuz Salı günü, saat 24.00’ten itibaren 10 gün boyunca karartılacak.
Halk TV’ye karartma cezası “Toplumu kin ve nefrete tahrik” suçlaması kapsamında verildi, ve bu aynı suçlamayla verilen ikinci ceza. Yani Halk TV, eğer önümüzdeki 1 yıl içinde aynı maddeden bir kez daha ceza alırsa lisansı tümüyle iptal edilecek.
Cafer Mahiroğlu’ndan karartma tepkisi: 100 gün de karartsanız…
SİYASİLERDEN TEPKİ YAĞDI
Halk TV’ye verilen ekran karartma cezası ve lisans iptali tehtidi, siyasilerden peş peşe tepkilere yol açtı. Halk TV ekranlarına bağlanan siyasiler, söz konusu ekran karatma cezasına ilişkin yürütmeyi durdruma kararı verilmesi gerektiğini ifade etti.
*****
– ZAFER PARTİSİ GENEL BAŞKANI ÜMİT ÖZDAĞ:
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Halk TV’de Ekrem Açıkel’in sunduğu Halk Ana Haber’e bağlanarak, RTÜK tarafından verilen ekran karatma cezasına sert tepki gösterdi.
Düşmanca ceza hukukunun muhalefete karşı en sert şekilde uygulandığı bir dönemden geçtiğimizi belirten Özdağ, ‘Yargı önünde bütün yurttaşlar eşittir’ denilen Anayasa’nın 10. maddesinin askıya alındığını vurguladı.
Muhalefete ayrı hukuk, iktidar yanlılarına ayrı hukuk uygulandığını dile getiren Özdağ’ın açıklaması şöyle:
“Eğer iktidarı destekliyorsanız yasaları çiğneyebilirsiniz, hırpalayabilirsiniz, görmemezlikten gelebilirsiniz ve eğer muhalefetteyseniz en sert şekilde defalarca size karşı uygulanıyor. İşte böyle bir süreçten geçerken Halk TV, iktidarın politikalarına karşı muhalif yayın yaptığı için çok uyduruk bir gerekçe ile kapatılmak, baskı altına alınmak isteniyor.
Umarım yargı bu 3 gün içinde gerekeni yapar ve yürütmeyi durdurur. Daha önce Sözcü TV’nin bir yürütmeyi durdurma kararı alması beni bu noktada umutlandırılıyor. Dilerim Halk TV’de bu olumlu kararı çıkartır. Ancak bu noktaya hiç gelinmemesi lazımdı. Çünkü ortada bir şey yok. Yani yayına davet ettiğiniz bir kişinin, yayında ne konuşacağını zaten belirleyemezsiniz. Eğer burada bir suç varsa o kişiseldir ama orda da bir suç yok. Yasaların ihlali yok.
“HALK TV’Yİ YOUTUBE ÜZERİNDEN İZLEMEYE DAVET EDİYORUM”
Kaşınınım üstünde gözün var politikası ile özgür basının susturulmaya çalışıldığını görüyoruz. Geçmiş olsun diyorum ve eğer olur da bir yasak kararı çıkarsa bütün Türk halkının Halk TV’yi YouTube üzerinden izlemeye davet ediyorum.”
“HALKIN HABER ALMA HAKKINA DARBE”
CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ALİ MAHİR BAŞARIR:
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, karartmanın panik haliyle verilmiş bir karar olduğunu belirterek şunları dile getirdi:
“Çünkü bu yalnızca çok kıymetli Halk TV ailesini, çalışanlarını, yorumcularını, gazetecilerini cezalandırmıyor. Aynı zamanda milyonlarca yurttaşımızı, ekran başında Halk TV’yi izleyen insanları cezalandırıyor. Asıl ceza onlara veriliyor.
Bu olacak iş mi? 10 gün boyunca bir televizyon kanalının yayınlarını karartıyorsunuz. Bu, akıl tutulmasından başka bir şey değil. Bu, oyları düşen, halkın gözünden ve gönlünden düşen bir iktidarın çöküş sinyalidir. Panik içinde bu adımları atıyorlar. Çünkü başka türlü açıklanamaz. Halk TV’ye 10 günlük bir ceza veriliyor ama bugüne kadar iftira dolu yayınlar yapan birçok kanala benzer yaptırımlar uygulanmadı.
Burada korku ve panik içinde hareket eden bir yönetim var. Bu kararın halkta hiçbir karşılığı olmayacak. Umarım idari yargı, bu yanlışa ortak olmaz ve yürütmeyi durdurma kararı verir. Tüm kalbimle bunu diliyorum.
Bir dakika bile geçmeden yürütmenin durdurulması kararı verilmeli. Bu, hukuk devletinde olmaması gereken bir uygulama. En az 15 günlük bir süre olmalı. Bugünkü uygulama, adil yargılanma hakkını zedeleyen bir durum. Bu ceza derhal iptal edilmelidir. Çünkü yalnızca Halk TV değil, halkın kendisi de cezalandırılıyor. Bu karar, telafisi imkansız sonuçlar doğuracak bir hak kaybı yaratacaktır.
Anayasa Mahkemesi’nin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu konuda emsal kararları var. Özellikle bir programda bir konuğun sarf ettiği sözler nedeniyle kanalın sorumlu tutulamayacağı yönünde alınmış kararlar bulunuyor. Bu kararlar burada da emsal teşkil etmelidir. Bahsettiğimiz, Anayasa Mahkemesi’nin kararıdır. Anayasa, Türkiye’deki en üst hukuk normudur. Umarım yargı, bu kararları dikkate alır ve açık hukuksuzluğu giderir.
Bir başka noktaya daha değinmek istiyorum. Son dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli’den ‘iç cephe’ vurgusu, ‘birlik ve bütünlük’ çağrıları geliyor. Türkiye ancak bu şekilde ilerleyebilir deniyor. Peki bir taraftan bunu söylerken, diğer taraftan muhalif kanalları ki bu sadece muhalif bir kanal da değil, artık çok geniş bir izleyici kitlesine hitap eden bir kanal karartmak, susturmak, hatta bir ceza daha alırsa lisansını iptal etmeyi hedeflemek; bu mu birlik?
Kimin birlik olması isteniyor? Tek taraflı hukukla bu ülkede beraberlik sağlanamaz. Bir kesime başka bir hukuk, diğer kesime başka bir hukuk uygulanarak iç bütünlük kurulamaz. İç bütünlükten söz ediyorsanız önce bu hukuksuzluğa son vermeniz gerekir.
Manisa Büyükşehir Belediye Başkanımız Ferdi Zeyrek’e ‘çarpıldı’ deniyor. Akit TV bunu söylüyor ama hiçbir yaptırım uygulanmıyor. Aynı dönemde bazı insanlar bir dergi nedeniyle tutuklanıyor. Bu kabul edilemez. Bu, düşman hukuku uygulamaktır. Bu, çifte standarttır. Adaletin ve hukukun bu şekilde işlemesi, toplumsal barışı değil, kutuplaşmayı büyütür. Bu anlayıştan vazgeçilmelidir.”

*****
“MİLYONLARIN HABER ALMA HAKKINA DARBEDİR”
– CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ MURAT EMİR:
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir de Halk TV’ye bağlanarak verilen cezanın, milyonların haber alma hakkında darbe olduğunu dile getirdi.
Emir, açıklamasında şunları söyledi:
“Bence ileride bu dönem, Nazi propagandasının mimarı Goebbels’in anıldığı şekilde anımsanacak. Şu anda Goebbels hakkında ne söyleniyorsa, nasıl yazılıyorsa, çocuklara nasıl öğretiliyorsa, bugünkü bazı kişiler de benzer şekilde hatırlanacak. Çünkü RTÜK ve başındaki isimler ne ifade özgürlüğüne ne de halkın haber alma hakkına saygı gösteriyor.
“RTÜK SAVCI VE HÂKİM ROLÜNE BÜRÜNÜP HÜKÜM VERİYOR”
RTÜK, yasaların kendisine verdiği yetkiyi hukuksuz biçimde ve keyfi olarak kullanıyor. Kimi susturmak istiyorlarsa, bir gerekçe uydurup cezalandırıyorlar. İçinde suç unsuru bulunmayan yayınlardan bile suç üretip, Halk TV gibi muhalif gördükleri kanalları hedef alıyorlar. Son örnekte, 10 günlük karartma cezası verildi. Bu çok ağır bir cezadır ve yürütmenin acilen durdurulması gerekir. Çünkü ortada bir ceza yargılaması, iddianame yok. Buna rağmen RTÜK savcı ve hâkim rolüne bürünüp hüküm veriyor.
Aslında cezalandırılan sadece Halk TV değil, o kanalı izleyen milyonlar. Sayın Cafer Mahiroğlu’nun da dediği gibi, Halk TV susturulduğunda orman yangınlarından yolsuzluklara, adaletsizlikten geçim sıkıntısına kadar pek çok gerçek gündem ortadan mı kalkacak? Hayır. Ama bu gerçekler milyonların gözünden kaçırılmak isteniyor. Oysa halkın haber alma hakkı vardır, gerçeği bilme hakkı vardır. Basın, demokrasinin dördüncü kuvvetidir ve özgür olmalıdır.
Ama bu tür baskılarla, ağır cezalarla, susturma ve hizaya çekme girişimleriyle karşı karşıyayız. Aynı yöntem Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı da uygulanıyor. Her yerden saldırı altındayız: Adliyeler, savcılıklar, uydurma iddianameler, iftiralar, etkin pişmanlık ifadeleri, iptal davaları… İstanbul’dan İzmir’e, Adana’ya kadar sistematik bir baskı uygulanıyor.
Ancak kimse sanmasın ki CHP adaletten kaçıyor ya da korkuyor. Halk TV de korkmuyor. Ama nasıl ki bir kişi iddianamesiz tutuklanıp özgürlüğü elinden alınıyorsa, Halk TV’nin cezalandırılması da aynı şekilde milyonların haber alma hakkının gaspıdır. Bu ceza, geri dönüşü olmayan, telafisi imkânsız bir haksızlıktır.
Biz, bu keyfiliğe karşı mutlaka yürütmenin durdurulması gerektiğini söylüyoruz. Halk TV dün kurulmadı. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği iddiası asılsızdır. Ama ne yazık ki kendini atayanlara yaranmak isteyenler bu baskı düzenine destek veriyor. Mahkemelerin bu işgüzarlığa karşı durması şarttır.”
*****
“KARARTMA CEZASI DEMOKRASİYE VE ÖZGÜRLÜKLERE AYKIRIDIR”
– DEM PARTİ ANTALYA MİLLETVEKİLİ SARUHAN OLUÇ:
Halk TV’ye bağlanan DEM Parti Antalya Milletvekili Saruhan Oluç da RTÜK’ün karartma cezası kararının demokrasiye ve özgürlüklere aykırı olduğunu belirtti.
Oluç, tepkisini şu sözlerle dile getirdi:
“Bu, elbette kabul edilebilir bir durum değil. Birçok açıdan kabul edilemez. Bir televizyon kanalının yayınlarının durdurulması, karartılması çok ciddi bir sorundur.
Neden mi? İlk olarak, ilkesel açıdan baktığımızda, düşünce ve ifade özgürlüğü açıkça çiğneniyor. Bu özgürlük, yalnızca Anayasa ile değil, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınmıştır. Ancak RTÜK’ün kararları bu hakkı hiçe sayıyor.
İkincisi, evrensel bir hak olan haber alma ve iletişim hakkı engelleniyor. RTÜK’ün bu tür karartma kararları, toplumun bilgiye erişimini doğrudan kısıtlıyor. Oysa bu bir anayasal kurum; böyle bir ihlale asla imza atmaması gerekir. Ama ne yazık ki yapıyorlar. Çünkü bu anlayışta hak temelli bir demokrasi yok. Zihniyetlerinde, haklara dayalı bir sistem, özgürlük anlayışı bulunmuyor.
RTÜK’ün uyguladığı 10 günlük yayın durdurma cezası, son derece orantısız ve vahşicedir. Bir yayın organının varlığını sürdürme nedeni; haber yapmak, ifade özgürlüğünü kullanmak ve farklı görüşleri kamuoyuna yansıtmaktır. Siz ise bu kurumu 10 gün boyunca susturuyorsunuz. Bu nasıl bir ceza anlayışıdır? Bu kadar orantısız, bu kadar çağdışı bir yaklaşım olabilir mi?
RTÜK’ün ceza verme anlayışının çağdaş bir yanı kalmamıştır. Orta Çağ zihniyetini andırıyor, ‘yayın yapamazsın’. Bugün 10 gün, yarın belki tamamen kapatma kararı verecekler. Böyle bir anlayışla yönetilen bir kurumdan bahsediyoruz. Daha da acısı, RTÜK bir anayasal kurum olmasına rağmen, Anayasa’yı açıkça çiğniyor. Demokrasiye, özgürlüklere, haklara hiçbir katkı sağlamıyor. Aksine, bunları çiğneme konusunda en önde gelen kurumlardan biri haline gelmiş durumda.
Bu nedenle, RTÜK’ün ve başındaki kişinin tutumu kabul edilemez. Bu zihniyetin demokrasiyle hiçbir ilgisi yok. Yarın bir gün bu kişi başka bir kurumun ya da bakanlığın başına geçtiğinde aynı anlayışı sürdürecek. Haklara, özgürlüklere ve demokrasiye düşman bu yaklaşımı nereye giderse götürecek.
Biz bu anlayışı net biçimde reddediyoruz. Toplumun da bunu bilmesini istiyoruz. Bu tavır kabul edilemezdir. Açık ve net söylüyoruz: Bu uygulamalar demokrasiye aykırıdır, kabul etmiyoruz.”
*****
“HABER ALMA ÖZGÜRLÜĞÜNE VE DEMOKRASİYE AÇIK BİR SALDIRIDIR”
– CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ MURAT BAKAN:
CHP Grup Başkanvekili Murat Bakan ise Halk TV’ye yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bu yayın durdurma cezası sadece bir televizyon kanalına, sadece Halk TV’ye verilmiş bir ceza olarak değerlendirilemez. Bu karar, halkın haber alma özgürlüğüne ve demokrasiye açık bir saldırıdır.
Bakın, bugün İzmir’de yangın var. Bu yangınları, orada ne yaşandığını Halk TV aracılığıyla anlatıyoruz. Adliyede, Emniyet’te yangın var. 157 kişilik bir operasyon yapıldı. Düşüncelerimizi sizin aracılığınızla vatandaşa aktarıyoruz. İktidarın amacı, Halk TV’yi susturarak Türkiye’deki tüm demokrasi güçlerini susturmaktır.
“AMAÇ; İKTİDAR DIŞINDA KİMSENİN SESİ DUYULMASIN!”
Eğer özgür yayıncılık olmazsa, eleştirel yayıncılık olmazsa, demokrasi de olmaz. Ekrem İmamoğlu’nun ceza almasının gerekçesi ortada. Az önce Ümit Özdağ yayına bağlandı, onun da ceza almasının gerekçesi benzer. Cumhuriyet Halk Partisi’ne yapılan kurumsal saldırılar ve Halk TV’nin kapatılmaya çalışılması bu sistematik baskının parçası. Üstelik yalnızca Halk TV değil, aynı RTÜK kararında Tele1 ve Sözcü TV de cezalandırıldı.
Tüm bunların amacı, iktidar dışında kimsenin sesi duyulmasın. Yurttaşlar, sadece iktidarın sesiyle muhatap olsun. Bizim kamuoyu yaratma gücümüz kırılmak isteniyor. Halk gerçekleri öğrenmesin isteniyor.
Eğer Halk TV, eleştirel ve özgür habercilik yapan televizyonlar olmazsa biz sesimizi nasıl duyuracağız? Demokrasi nasıl işleyecek? Bu ancak otoriter rejimlerde olur. Bir yandan muhalif ve özgür basına cezalar yağdırılırken, diğer yandan yandaş medya kuruluşları, insanların şerefini ve masumiyet karinesini hiçe sayarak yayın yapmaya devam ediyor. RTÜK bu çifte standardın merkezinde yer alıyor.
RTÜK, bağımsız bir idari otorite olmak zorundadır. Ama bugün Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın emrinde bir aygıt gibi çalışıyor. Herkese eşit davranması gereken bir kurum, sadece iktidarın hoşuna gitmeyen yayınlara ceza veriyor. Ben de vergi veriyorum. Şu an Türkiye’nin büyük çoğunluğu muhalif düşünceye sahip. Tüm kamuoyu araştırmaları bunu gösteriyor. Ama bizim sesimiz birçok medya kuruluşunda yer bulamıyor. Eğer siz olmasanız, halkla hiçbir şekilde iletişim kuramayacağız.
Eğer Halk TV susarsa, basın susar; halk susar, siyasi partiler susar, demokrasi ortadan kalkar. Bu yüzden bu yayın durdurma cezası basit bir ’10 günlük’ ceza değildir. Bu, Türkiye demokrasisine yapılmış doğrudan bir saldırıdır. Ben böyle değerlendiriyorum.
Niyet çok açık, İnsanların özgürce haber alma hakkını ortadan kaldırmak.
Sistemi dengeleyen ve denetleyen temel unsurlar, siyasi partiler ve özgür basındır. Ancak artık bağımsız bir kamu bürokrasisi kalmamıştır. Devlet, parti devletine dönüşmüştür. Basını, tıpkı size yaptıkları gibi susturmaya, mümkünse tamamen kapatmaya çalışıyorlar.
“HALK TV SUSTURULAMAZ”
Cafer Mahiroğlu’na yöneltilen suçlamalar da bunun bir parçasıdır. Çünkü o sadece bir iş insanı olduğu için değil, Halk TV’nin sahibi olduğu için hedef alınıyor.
Siyasi parti liderlerini cezaevine atarken, ana muhalefet partisine yönelik sistematik saldırılar düzenlerken; öte yandan basını da susturmaya çalışıyorlar. Bu, Erdoğan’ın iktidarını korumak adına önündeki tüm taşları temizleme çabasıdır. Türkiye’yi klasik bir otoriter rejime, Çin ya da Rusya modeli bir sisteme götürmenin adımlarını atıyorlar. Bu uygulamalar da bunun birer aracıdır.
Bu ülkede ağır aksak da olsa bir demokrasi varsa, Halk TV susturulamaz.”
*****
“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ DEMOKRASİLERİN TEMELİDİR”
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama karartma kararına tepki gösterdi.
Yavaş, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Sözcü TV ve Halk TV karartılıyor…
Bu kararlar yalnızca iki televizyon kanalına değil; doğrudan halkın haber alma hakkına yöneliktir.
Basın özgürlüğü demokrasilerin temelidir. Farklı sesler, eleştiri ve çoğulculuk olmadan bir ülke ilerleyemez.
Bu yanlış uygulamalardan bir an önce vazgeçilmelidir.”

*****
“KORKAKLAR, TANIMADIKLARI SESLERDEN BÜYÜK ENDİŞE DUYARLAR”
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ise sosyal medya hesabından karartma kararına ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.