Alzheimer ile yaşamak: Dışarıdan fark edilmeyen bir yükü omuzlamaktır
Mersin Alzheimer Derneği Tarsus Gönüllüleri’nin ’21 Eylül Dünya Alzheimer Farkındalık Günü’ dolayısıyla Tarsus Belediyesi ile iş birliği içinde düzenlediği ‘Alzheimer İle Yaşamak’ temalı farkındalık programı Ülker Aydın Yaşlı Dayanışma Evi’nde gerçekleşti.
Tarsus Gönüllüsü Ayşegül Batmaz’ın sunuculuğunu yaptığı programa konuşmacı olarak katılan Psikolojik Danışman Dr. Nurcan Çiçek sunumunu; anlamlı yaşamak ne demek ve Alzhaimer yaķını olmak ne demek başlıkları altında iki bölümde aktardı. ‘Ortak Yolculuğumuz: Yalnız Değilsiniz, Görünmez Yük, Suçluluk, Yas ve Öfke: Duygularınız Meşrudur, Bakış Açısını Değiştirmek: Uyum Sağlamak, Maratonun İçindeki Su Molaları, Zihni Güzellikleri Fark Etmesi İçin Eğitmek, Önce Kendi Oksijen Maskeniz’ konularını teorik bilgileri ve sosyal yaşamdan örnekleri ile anlattı.
Katılımcıların sorunlarını dinleyerek sorularını yanıtlayan Dr. Nurcan Çiçek sunumunda;
“Bu salondaki pek çoğumuzun hayatına Alzheimer bir şekilde dokundu. Bir anne, baba, eş yada bir dost olarak bu yolculuğun içindeyiz. Bu buluşmanın amacı, getirdiği yorgunluğu, sabrı, sevgiyi ve çaresizliği konuşmak; bu yolda yalnız olmadığımızı hep birlikte hissetmektir.
Bakım veren olmak, dışarıdan fark edilmeyen bir
yükü omuzlamaktır. Büyük uykusuz gecelerden,
kronik endişeden, sosyal hayattan kopuştan ve
kendi ihtiyaçlarınızı sürekli ertelemekten oluşur. Bu psikolojik zorluklar, en az hastalığın kendisi kadar gerçektir ve konuşulmayı hak eder. Sabrınız tükendiğinde hissettiğiniz suçluluk, sevdiğinizin eski halini kaybetmenin getirdiği yas ve bu duruma duyduğunuz öfke… Bu duygular sizin ‘yetersiz’ olduğunuz anlamına gelmez. Aksine, bu zorlu sürecin doğal ve insani bir parçasıdır. Kendinizi yargılamamak, iyileşmenin ilk adımıdır.
Sürekli ‘mücadele etme’ fikri yorucu olabilir. Bu, pes etmek yerine, durumu kabullenerek yeni
normale ‘uyum sağlamaktır.’ Sözcüklerin yetersiz kaldığı yerde dokunma, müzik veya sadece
varlığını hissettirme gibi yeni sevgi dillerini
kesfetmektir.
Mutluluk, her şey düzeldiğinde ulasılacak bir hedef değil, gün içine serpiştirilmiş bilinçli ‘molalar’dır. Bir fincan kahvenin kokusu, sevilen bir müzik, pencereden dışarıyı izlediğiniz 5 dakika… Bunlar, zorlu yolculukta nefes almamızı sağlayan küçük ama hayati anlardır.
Beynimiz, doğası gereği olumsuza odaklanmaya yatkındır. Bu alışkanlığı, her akşam o gün iyi giden ‘üç Iyi şeyi’ düşünerek kırabiliriz. Ne kadar küçük olduğu önemli değil. Zamanla, zihninizin zorluklar içindeki güzellikleri daha kolay farkettiğini göreceksiniz.
Tüm bu süreçte gösterdiğiniz sabır ve sevgi paha biçilmezdir. Sizler bu hikayenin görünmez
kahramanlarısınız. Unutmayın, başkasına yardım
edebilmek için ‘önce kendi oksijen maskenizi’
takmalısınız. Bu bir bencillik değil, bir zorunluluktur” bilgilerine yer verdi.
Katılımcılara turuncu farkındalık bilekliğinin dağıtıldığı programda Tarsus Belediyesi Kent Orkestrası müzik dinletisi ile müziğin iyileştirici gücüne dikkat çekti.
Mersin Alzheimer Derneği Tarsus Gönüllüleri’nın el sanatlarının Alzheimer hastalığını ötelemedeki ve Alzheimer hastaları üzerindeki olumlu etkisine dikkat çekmek amacı ile annelerinin çeyiz sandıklarındaki 50-70 yıllık dantellerle hazırladıkları kıyafetleri katılımcılardan tam not alırken Anılar Çiçek Açtı Fotoğrafa Nakış Sergisi duygusal bir atmosferde anılarda yolculuğa çıkardı.
Alzheimer İle Yaşama’nın sosyal yaşamdaki etkilerinin ve sorunlarla başa çıkmanın yollarının konuşulduğu program hediye takdimi ve toplu hatıra fotoğrafının çekiminin ardından son buldu
News
