TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
Aşağıdaki sorularımın Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Mahinur ÖZDEMİR GÖKTAŞ tarafından Anayasanın 98. Ve TBMM İçtüzüğü’nün 96. Maddeleri gereğince yazılı olarak yanıtlanmasını arz ederim.23/10/2025
Talat DİNÇER
Mersin Milletvekili
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin Eylül 2025 raporu, Türkiye’de emekçilerin çalışma koşullarının ulaştığı vahim tabloyu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Raporun satır aralarına sinen rakamlar, yalnızca istatistik değildir; alın terinin, emeğin, umudun ve hayatın nasıl değersizleştirildiğinin somut kanıtıdır. Sadece bir ayda en az 206 işçi yaşamını yitirmiştir. 2025’in ilk dokuz ayında bu sayı 1.566’ya ulaşmıştır.
Bu ölümler, kaza değil ihmallerin, görmezden gelinen uyarıların, yerine getirilmeyen denetimlerin sonucudur. Tarım ve inşaat sektörlerinde yaşanan ölümler, her yıl aynı nedenlerle yineleniyor. Servis kazaları, göçükler, yüksekten düşmeler, ezilmeler. Hepsi önlenebilir, hepsi engellenebilirdi. Ancak alınmayan her önlem, kaybedilen her canın sessiz ortağına dönüşüyor. Ülkemizde iş cinayetlerinin sürekliliği, sistematik bir denetim zaafiyetini açıkça ortaya koyuyor. İşçiler çoğu zaman kayıt dışı, güvencesiz, denetimsiz koşullarda çalıştırılıyor. İş güvenliği tedbirleri kâğıt üzerinde kalıyor, devletin denetim mekanizmaları ise çoğu kez göstermelik uygulamalarla sınırlı kalıyor. Sonuçta, her ay yüzlerce işçi “işini yaparken” hayatını kaybediyor.
Anayasa’nın 17. maddesi, yaşam hakkını en temel hak olarak güvence altına almıştır. Devletin asli görevi, yurttaşlarının can güvenliğini her alanda, her koşulda korumaktır. Ancak fabrikalarda, inşaatlarda, tarlalarda, madenlerde alınmayan önlemler, bu anayasal güvenceyi kâğıt üzerinde bırakmaktadır. İş cinayetlerinin ardında yalnızca işveren ihmali değil; aynı zamanda kamu otoritelerinin denetim zafiyeti, idari koordinasyon eksikliği ve politik sessizlik yatmaktadır. Bu tabloyu değiştirmek, sadece yasal bir sorumluluk değil, vicdani bir borçtur.
Bu çerçevede Bakanlığınızın koordinasyon, denetim ve idari düzenleme rolü büyük önem taşımaktadır.
Bu bilgiler doğğrultusunda;
1. İşçi ailelerinin mağduriyetinin önlenmesi için Bakanlığınızca hangi sosyal destek programları uygulanmaktadır?
2. İş cinayetleri sonucu hayatını kaybeden işçilerin yakınlarına yönelik psikolojik ve maddi destek hizmetleriniz nelerdir?
3. Kayıt dışı ve güvencesiz çalışan işçilerin ailelerine ulaşmak ve destek sağlamak için Bakanlığınızın yürüttüğü özel çalışmalar var mıdır?
4. İşçi sağlığı ve güvenliği konularında ailelerin bilinçlendirilmesi için eğitim ve bilgilendirme faaliyetleri planlanmakta mıdır?
5. İş kazaları ve iş cinayetleri sonrası ailelerin sosyal haklarına erişimi konusunda yaşanan sorunları gidermek için hangi düzenlemeler yapılmaktadır?
Talat Dinçer: “İş cinayetleri kader değil, ihmaldir!”
Cumhuriyet Halk Partisi Mersin Milletvekili Talat Dinçer, Türkiye’de işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında yaşanan ihmallerin ulaştığı vahim tabloyu Meclis gündemine taşıdı. Dinçer, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya tarafından yanıtlanmak üzere üç ayrı yazılı soru önergesi verdi.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin Eylül 2025 raporuna göre sadece bir ayda en az 206 işçi yaşamını yitirirken, 2025’in ilk dokuz ayında bu sayı 1.566’ya ulaştı. Dinçer, bu verilerin Türkiye’deki emekçilerin hangi koşullarda çalıştığını açıkça ortaya koyduğunu belirtti.
Dinçer, “Bu ölümler kaza değil, ihmallerin, görmezden gelinen uyarıların ve yerine getirilmeyen denetimlerin sonucudur. Her yıl aynı sektörlerde, aynı nedenlerle ölümler yaşanıyor. Tarımda traktör devriliyor, inşaatta iskele çöküyor, servis minibüsleri devriliyor. Hepsi önlenebilir. Ama alınmayan her önlem, kaybedilen her canın sessiz ortağına dönüşüyor.”
“Devletin asli görevi yurttaşının can güvenliğini korumaktır”
Dinçer, Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkına dikkat çekerek, “Devlet, yurttaşlarının can güvenliğini her alanda korumakla yükümlüdür. Ancak fabrikalarda, tarlalarda, madenlerde alınmayan önlemler bu hakkı kâğıt üzerinde bırakıyor.” dedi.
Dinçer, önergelerinde iş cinayetlerinin artış nedenleri, denetim mekanizmalarının zafiyetleri ve işçi ailelerine yönelik desteklerin yetersizliğini gündeme getirdi. Bakanlıklara yönelttiği sorulardan bazıları şöyle:
İş cinayetleri neden her yıl artmaya devam ediyor?
Denetimler hangi sıklıkla yapılıyor ve sonuçları kamuoyuyla neden paylaşılmıyor?
Kayıt dışı ve güvencesiz çalıştırılan işçilerin denetimi nasıl sağlanıyor?
İşveren ihmali sonucu yaşanan ölümler karşısında ne tür yaptırımlar uygulanıyor?
Denetimlerdeki aksaklıkların sorumluları kimlerdir ve neden cezalandırılmıyorlar?
İş kazaları sonrası yaşamını yitiren işçilerin ailelerine hangi sosyal ve psikolojik destekler sağlanıyor?
“İş güvenliği kağıt üzerinde kalamaz”
Dinçer, açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
“Her ay yüzlerce işçi işini yaparken hayatını kaybediyor. Bu ölümler kader değil, ihmalin sonucudur. İş güvenliği tedbirleri kâğıt üzerinde kalamaz; caydırıcı denetim, yaptırım ve etkin koordinasyon şarttır. Devletin görevi sadece rapor tutmak değil, yaşamı korumaktır.”
GÜNDEM
1 saat önceGÜNDEM
1 saat önceGÜNDEM
1 saat önceGÜNDEM
3 saat önceGÜNDEM
3 saat önceGÜNDEM
3 saat önceGÜNDEM
3 saat önce
1
MTSO 39 No’lu Emlak ve Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi uluslararası eğitimciyi getirdi
22668 kez okundu
2
BAYRAMDA MUHTEŞEM BİR DOĞADA YENİLENİN: BN HOTEL THERMAL & WELLNESS
21158 kez okundu
3
Bağırsaklar nasıl temizlenir sorusunu birçok kişi soruyor
20053 kez okundu
4
MERSİN TARİHİ
19760 kez okundu
5
MAN TOPLU TESLİMATLARINA BU KEZ MERSİN’DE DEVAM ETTİ:
19635 kez okundu