DOLAR 42,7030 0.01%
EURO 50,2235 0.11%
ALTIN 5.958,870,97
BITCOIN 38197520,34%
Mersin
15°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

BENDEN SÖYLEMESİ; TEKNOLOJİYE DİRENİYORLAR

BENDEN SÖYLEMESİ; TEKNOLOJİYE DİRENİYORLAR

ABONE OL
Temmuz 25, 2024 14:59
BENDEN SÖYLEMESİ; TEKNOLOJİYE DİRENİYORLAR
0

BEĞENDİM

ABONE OL


Son yıllarda plastik, alüminyum ve diğer metallerin mutfak eşyası olarak kullanılmasıyla birlikte, bakırcılık ve kalaycılık mesleği de artık son demlerini yaşıyor. Mersin’in Gülnar, Bozyazı, Anamur ve Tarsus ilçelerinde bu mesleği sürdüren son kalaycılar, kaybolmaya yüz tutan mesleklerini yaşatmak için var güçleriyle teknolojiye direnmeye çalışıyor. Kalay fiyatlarının yüksekliğinden dert yanan son kalay ustaları, çırak bulamamaktan dertli.
Mersin’in son kalaycıları teknolojiye inat ata mesleklerini sürdürmek için teknolojiye direnmeye çalışıyor. Teknolojik yeniliklere rağmen ayakta durmaya çalışan kalay ustaları, her şeye rağmen mesleklerini son nefeslerine kadar sürdürmekte kararlı.
“BOZYAZI’DA KALAYCILIK ÖLDÜ”
Bozyazı ilçesinde 35 yıldır kalaycılık yaparak evini geçindiren kalaycı ustası 60 yaşındaki Oğuz Soysal, ilçenin tek kalaycısı olarak teknolojiye direniyor. Kalay fiyatlarının yüksekliğinden dert yanan Soysal, eskiden çok iyi olan kalaycılığın artık bittiğini şu anda ek iş yaparak ayakta durabildiklerini söyledi. 2 çocuk babası Oğuz Soysal kalaycılığa 13 yaşında çırak olarak Anamur’da başladığını söyledi. Daha sonra iş yeri açtığını ve 35 yıldır Bozyazı’da kalaycılık yaptığını ifade eden Soysal, “Eskiden işlerimiz çok iyi idi. Gece yarılarına kadar çalışır iş bitirirdik. Eskiden herkes bakır kullanırdı. Alüminyum, krom çıktı artık. Herkes onları kullanır oldu. 10 senedir işler bitti artık. Bozyazı’da kalaycılık öldü. Artık yeni nesil bakır almıyor. Annesinden babasından bakır kalanlar kalay için getiriyor. Yoğun yapmak için özellikle bakır tercih edenler olursa onlar getiriyor. Artık insanlar süs için, nostalji için elinde bulunduruyor. Evimin geçimini sağlamak için mecburen ek iş olarak varillerden seralara soba yapıyorum. Eskiden kalaycılığın yanında tenekecilik yapardık. O işte bitti. Tenekelerden çatılara oluk yapardık. Hazır oluklar çıktı. Onlar bizim işimizi bitirdi dedi. Karınlarının bir şekilde doyduğunu ve evlerinin geçimini temin ettiklerini ifade eden Soysal, kalay fiyatlarının artmasından dert yandı. Soysal, Bir kazanı 50-100 lira arasında kalaylıyoruz. Kalayın fiyatı geçen yılbaşından bu yana yüzde yüz arttı. Yılbaşından önce 60 TL’ye alıyorduk 120 liraya çıktı. 100 liraya kalayladığımız bir bakır kazanın fiyatı 700-800 TL arasında ancak ne alan var ne de satan” şeklinde konuştu. “HİÇBİR ESNAFTA ÇIRAK YOK”
Anamur’un son kalaycısı Kerim Gülgör ise, el ile çevirdiği körüğü ve yaptığı kalay işi ile teknolojiye meydan okuyor. Kalaycılık işine Ermenek’in Zeyve Köyündeki bir ustanın yanına çırak olarak başladığını ifade eden Kerim Gülgör, usta olduktan sonra 1974 yılında ise Anamur’a taşındığını kaydetti. Anamur’da 1974’ten beri seyyar olarak kalaycılık yaptığını anlatan Gülgör, “Dükkan açtım ancak masraflar kurtarmayınca seyyar olarak bu işe devam ettim. Şimdi evimin bahçesindeki barakaya sabitlediğim seyyar tezgahta bu işi sürdürüyorum. Burada vatandaşlar tarafından getirilen tas, tabak, çanak, kazan’ı kalaylıyorum. Eski işler yok millet bakırı bırakıp porselene geçti. Şimdi geri dönüş var. Kimisi süs eşyası olarak kullanıyor. Kimi yemeği daha iyi olur, yoğurdu daha iyi olur diyerek yöneliyor. Sağlık bakımından bakıra dönüyorlar. Ama yapan yeni olarak satın alan kalması insanlar annesinden babasından elinrde kalanı getiriyor. Hatıra olarak saklıyor. Ben bundan su içeceğim, yumurta pişireceğim diyor. Ufak tefek birer ikişer dedelerinden kalanları getiriyorlar. Eskiden kazan, güğüm yapardık ama artık kurtarmıyor. Alan olmuyor. Bakırın kilosu pahalı. Hurdasının kilosı 60-80 lira. Haranı dediğimiz küçük kazanı 35-40 TL’ye Güğümü iç dış 90 TL. kalaylıyorum” dedi. Uzun yıllardan beri çırak bulamamaktan yakınan Gülgör, “Ben 1994 ten beri görmedim. Hiçbir esnafta yok çırak. Zaten yapanda yok. Anamur’da benden başka bu işi yapan yok. Eskiden köylerde araba ile gezerdim. Seyyarla evlerin önünde kalay yapardım. Şimdi yaşlandık. 3 çocuğu kalaycılık yaparak büyüttüm” diye konuştu. Kömür bulmada zorluk çektiklerini dile getiren Gölgör, “Kalay yaparken çam ağacının kömürünü kullanırız. Çünkü külü az alıyor. Külü çok olan kömür tercih edilmez. Eskiden köylerde pekmez yapılır onun kömürü gelirdi. Artık gelmez oldu” dedi.
HEM ÖMRÜMÜN HEM DE MESLEĞİMİN SONU GELDİ
Gülnar’da da 55 yıldır kalaycılık yaparak geçimini sağlayan Eyüp Kaya (73) teknolojiye direniyor. İşlerinin eskisi gibi olmadığını ifade eden Kaya, ömrümüzün sonunun geldiği gibi mesleğimizin de sonu geldi. Bizim gibi o da son günlerini yaşıyor artık” dedi. Mesleğini küçük yaşında iken bir ustanın yanına çırak olarak girerek Konya’da öğrendiğini anlatan Kaya, “Eskiden insanlar bakıra muhtaçtı. Benim 3 tane çırağım vardı işi yetiştiremedik. Gecemiz gündüzümüz bellisizdi. Şimdi ne çırak var. Ne de eski iş. Kazanı bakırdan yapsak bile teknik bitti.Bir kazanı yapıp sattığımız zaman kalayı 100-150 TL. Kalayı kendi fiyatından daha pahalı. O zaman insanlar bakır kullanmaz hale geliyor. Bu nedenle yeni nesil gençler bakır kullanmıyor. Her şeyin tekniği gelişti. Eski işler geride kaldı. Eskiden semerci vardı, kalaycı vardı, demirci vardı. Tek kalaycı ben kaldım semerci yok artık. Bu işler bitiyor. Bizimkisi de para kazanma işi değil. Vakit geçirmek için. Bende emekliyim hanımda emekli. Emekli maaşımız olmasa işimiz zor” ifadelerini kullandı. Çırak bulamamaktan yakınan Kaya, “İş olmazsa çırak karnını nasıl doyuracak. Girse ben çalıştırmam. Aç kalır çocuk. İyi bir sanata gitsin karnını doyursun” dedi. Silifke Narlıdere’den kendisine kalay işi geldiğini belirten Kaya şunları söyledi: “Artık kalaycı kalmadı. Eski ustalar yok bulamıyorlar. Lokantalar leğen falan kalaylatıyor. Bakır aslında daha sağlıklı.Eskiden doktor yoktu ilaç yoktu herkes demire yöneldi. Modern eşyalar çıkınca millet hastanede hep doktorlar yetmiyor. Yediğimiz gıda maddesi de normal değil. 4 çocuğumu bu iş ile büyüttüm 2000 yılına kadar iyiydi bir öğretmenin aldığını ben 2 haftada alırdım. Şimdi bitti eski işler kadar yok bizim yaşımız geldiği gibi bittiğimiz gibi o da bitti o da son nefesini yaşıyor” şeklinde konuştu.
“ESKİSİ KADAR OLMASA DA KARNIMIZ DOYUYOR”
Tarsus’un son kalaycısı Halis Şimşek ise, teknolojiye inat kazanları kalaylamaya devam ediyor. 49 yıldır Tarsus’ta kalaycılık yaptığını ifade eden Halis Usta, mesleğe küçük yaşlarda iken çırak olarak başladığını söyledi. Eskiden ekmeğini çıkarmak için gece gündüz çalışırken artık eski işlerin kalmadığını ifade eden Şimşek “Eskisi kadar olmasa da karnımız doyuyor. İnsanlar artık hep krom, çelik gibi ürünlere yöneldi. Mutfak eşyası olarak pek kullanılmasa da bizim buradaki Arap kökenli insanlar yemeklerini dev bakır kazanlarda yapıyor. Bu aylarda onların hayır yemekleri olur. Onlar yapmadan 1 kaç gün önce getirirler biz de kalaylarız” şeklinde konuştu. Bir kazanı ebadına göre 30 ile 100 TL arası kalayladığını anlatan Şimşek, “3 tane çocuğumu buradan kazandığım para ile büyüttüm. Bu bölgede benden başka bu işi yapan yok. Mersin’de de yok olsa kalay için buraya gelmezler. Ben bu işi bıraksam burada da yapan kalmayacak” şeklinde konuştu. Bakır tencerede pişen yemeğin lezzetinin çok farklı olduğunu anlatan Gürbüz, “Ben müşteriye bakır tencereyi tavsiye ediyorum. Çünkü kalay yemeğin asitini alır. Mesela bir elma hoşafı yap tencere kap kara olur. Çünkü kalay asidi çeker. Yemeğin asitini çektiği için yemekler lezzetli olur. Bakırda yoğurtta güzel oluyor. İyi tutar. Dar tencerede daha iyi tutar” ifadelerini kullandı.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.