Gazetemize verdiği demeçte şunları söyledi;
Avukat olarak mesleğimde geçen 25. yılımın anısına plaketimi baro başkanımız Av. Gazi Özdemir’den aldım. Kendisine teşekkür ediyorum.
Geriye dönüp baktığım zaman öncelikle iyi ki hukuk eğitimi almışım diyorum.
Çünkü hukuk okumak gerçekten kişiye bilişsel esneklik kazandırıyor, farklı bir muhakeme yeteneği ediniyorsunuz ve bu becerileri tüm hayatınızda uygulayabiliyorsunuz.
Yeni bilgi edinirken sistematik ve neden-sonuç ilişkisi kurarak öğrenmeye çalışıyorsunuz. Bunun da hayatımda çok faydasını gördüm. Ayrıca hukuk dünyasının demokrasi, çoğulculuk, hak ve özgürlükler, karineler ile ilgili temel ilkelerini kavramak bütün dünya görüşünüzü şekillendiriyor.
İnsanlara, doğaya, hayata bu ilkeler doğrultusunda bakabiliyorsunuz. Bu da büyük bir ayrıcalık bana göre.
Eğitimin ardından meslek hayatına atıldığımda mesleğimi verimli ve başarılı bir şekilde sürdürmeye ve her daim kendimi hem mesleğimde hem de farklı alanlarda geliştirmeye çalıştım. Özellikle psikoloji ve hukuku bütünleştiren bir alan olduğu için arabuluculuğu çok severek yapıyorum.
Ben kamu avukatı olduğum için müvekkilim olan kurumun haklarını en iyi şekilde savunmak ve hakkını elde etmek her zaman büyük bir keyif ve mutluluk verdi.Bu konuda biz kamu avukatları da kamu adına hareket ettiğimiz için kamu adına önemli davalarda yoğun emek vermek ve başarılı olmak mesleğimde gurur kaynaklarım olarak hayatımda iz bırakacak.Bu konuda Mersin’in birçok yerinde kamuya kazandırılan alanlarda emeğimin olması ile gurur duymakta haksız olmam sanırım.
Tabii mesleğimizi yaparken sayısız yüz güldüren anımız, hikâyemiz oluyor.
Bir tanesini paylaşacak olursam; bir yayla köyünde keşif sırasında kocaman bir köpeğin keşif heyetine doğru koşarak gelmesi, benim ve karşı taraf avukatı kadın meslektaşımın çığlıklar atarak kaçmaya çalışmamız üzerine hâkime hanımın bize korkmayın demesinden cesaret alarak avukat arkadaşla hâkime hanımın arkasına ard arda geçerek hakime hanımı siper etmek ve çevirmek suretiyle köpekten korunmaya çalışmamız.
Köy halkından vatandaşların ve bilirkişilerin kızarak köpeği uzaklaştırmaya çalışması, benim normalde zar zor indiğim engebeli araziyi koşarak geçip keşif aracına kendimi atmam, keşif aracında hep beraber bu olanlara gülüşmemiz, benim koşu performansımın epey takdir toplaması, sonrasında odun sobası yanan bir yerde birşeyler yiyip çay içmemiz ve daha bir sürü harika anı.Aklıma gelen bir tanesi de Türk Telekom vekili iken telefon kablolarımıza verilen hasar nedeniyle dava açmamız için gönderilen hasar dosyalarını incelerken hasar veren kısmında “ağaç kakan” yazılı olduğunu görmem, doğal olarak ağaç kakan kuşuna dava açamayacağım için dosyayı faili meçhul olarak göndermem gibi yüzlerce tatlı olay.Acısıyla tatlısıyla yaşanan herşey iz bıraktı ama kimi anılar iz bırakmakla kalmadı benliğime işledi adeta.Özellikle o tarihteki adıyla Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu vekili olarak takip ettiğimiz davalar hiçbir zaman kalbimden ve zihnimden silinmiyor.Bu dava dosyaları da acı hikayeler olarak meslek hayatımda yerini aldı.
Velhasıl burada anlatmaya yetmeyecek kadar çok şey yaşandı 25 yıllık meslek hayatımda.
Tabii hepsinden öte mesleğim sırasında birbirinden değerli arkadaşlar ve dostlar edinmem en büyük kazancım.
Mersin Barosunda tanıdığım birbirinden değerli arkadaşlarımı çok ama çok seviyorum, iyi ki varlar.
Sağlıkla, huzurla, sevgiyle, başarı ve bereketle nice nice yıllar temennisiyle 25. yılımı kutluyorum.
News
