DOLAR 42,8044 0.17%
EURO 50,1756 -0.07%
ALTIN 5.971,320,28
BITCOIN 37659382,99%
Mersin
15°

PARÇALI BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

ozyar

ozyar

19 Aralık 2025 Cuma

MURAT ÖZTORNACI 2025 -2026 giriş; Bilançosu: Fazlalıklardan Kurtulmanın Hafifliği

MURAT ÖZTORNACI 2025 -2026 giriş; Bilançosu: Fazlalıklardan Kurtulmanın Hafifliği
0

BEĞENDİM

ABONE OL

MURAT ÖZTORNACI

2025 -2026 giriş; Bilançosu: Fazlalıklardan Kurtulmanın Hafifliği

Her yılbaşı öncesi önümüze konan o klasik “yeni yıl kararları” listelerini bilirsiniz. Çoğu kağıt üzerinde kalır, şubat gelmeden unutulur gider. Ancak benim için 2025, sadece bir takvim değişikliği değil; adeta bir “hayat temizliği” operasyonu oldu. Geriye dönüp baktığımda görüyorum ki; bu yıl bana en büyük hediyeyi, hayatımdan neleri ve kimleri “götürdüğünü” izleyerek verdi.

Mekân Değişir, Ruh Nefes Alır Bu yıl ilk iş olarak yaşam alanımı değiştirdim. Duvarların renginden tutun da içindeki havaya kadar her şeyi yeniledim. İnsanın yaşadığı yer, zihninin aynasıdır derler. Ben o aynayı sildim, parlattım. Eski köşelerdeki yorgun hatıraları, eşyaların arasına sinmiş o durağan enerjiyi eski adreste bıraktım. Yeni bir kapıdan girmek, sadece bir anahtar çevirmek değil; kendine yeni bir dünya kurma cesaretiymiş.

İnsan Sarraflığı ve Kalite Ayarı Gelelim en sancılı ama en verimli kısma: İnsan ilişkileri. 2025, hayatımdaki insanların üzerine bir büyüteç tuttuğum yıl oldu. Yanlış insanları hayatımdan çıkarırken hiç tereddüt etmedim. Kimseye “neden” diye açıklama borçlu hissetmeden, samimiyetine inanmadığım her bağın ipini kestim.

Arkadakilere bir “kalite ayarı” verdim; çünkü hayat, ucuz rollerde usta oyuncuları ağırlayacak kadar uzun değil. Az insan, çok huzur… Bu formülün ne kadar doğru olduğunu, o gürültü kesilince anladım.

Müneccim Değilim, Yaşayıp Göreceğim Herkesin “gelecekten beklentiniz nedir?” sorusuna verecek süslü cevapları vardır. Benim yok. Müneccim değilim, yıldızlara bakıp gaipten haberler peşinde koşacak vaktim de yok. Benim beklentim sadece “yaşamak.” Ama öylece durup bekleyerek değil; kurduğum bu yeni ve temiz düzende, ektiğim tohumların yeşerdiğini kendi gözlerimle görerek.

Sonuç Olarak; 2025 benden sahte gülüşleri, yoran kalabalıkları ve köhne mekanları alıp götürdü. Yerine ise paha biçilemez bir sadelik ve özgürlük getirdi. Gelecek ne getirir bilinmez ama ben artık o gelecek için en sağlam zemini hazırladım.

Şimdi, temizlenmiş bir hayatın koltuğuna oturup, kendi hikâyemin bir sonraki bölümünü izleme vakti.

2025’ten 2026’ya Devreden Bilanço: Fazlalıklardan Kurtulmanın Hafifliği

Her yılbaşı öncesi önümüze konan o klasik “yeni yıl kararları” listelerini bilirsiniz. Çoğu kağıt üzerinde kalır, şubat gelmeden unutulur gider. Ancak benim için 2025, sadece bir takvim değişikliği değil; adeta bir “hayat temizliği” operasyonu oldu. Geriye dönüp baktığımda görüyorum ki; bu yıl bana en büyük hediyeyi, hayatımdan neleri ve kimleri “götürdüğünü” izleyerek verdi. 2026’ya girerken yanıma aldığım en değerli yük, aslında bıraktığım yüklerin hafifliğidir.

Mekân Değişir, Ruh Nefes Alır

Bu yıl ilk iş olarak yaşam alanımı değiştirdim. Duvarların renginden tutun da içindeki havaya kadar her şeyi yeniledim. İnsanın yaşadığı yer, zihninin aynasıdır derler; ben o aynayı sildim, parlattım. Eski köşelerdeki yorgun hatıraları, eşyaların arasına sinmiş o durağan enerjiyi eski adreste bıraktım. Yeni bir kapıdan girmek, sadece bir anahtar çevirmek değil; kendine yeni bir dünya kurma cesaretiymiş. Yeni adresim, sadece bir konut değil; ruhumun nefes aldığı bir kale oldu.

İnsan Sarraflığı ve Kalite Ayarı

Gelelim en sancılı ama en verimli kısma: İnsan ilişkileri. 2025, hayatımdaki insanların üzerine bir büyüteç tuttuğum yıl oldu. Yanlış insanları hayatımdan çıkarırken hiç tereddüt etmedim. Kimseye “neden” diye açıklama borçlu hissetmeden, samimiyetine inanmadığım her bağın ipini kestim.

Arkadakilere sert bir “kalite ayarı” verdim; çünkü hayat, ucuz rollerde usta oyuncuları ağırlayacak kadar uzun değil. 2026 kapısından geçerken gördüm ki: Az insan, çok huzur… Bu formülün ne kadar doğru olduğunu, etrafımdaki o beyhude gürültü kesilince anladım.

Müneccim Değilim, Yaşayıp Göreceğim

Herkesin “gelecekten beklentiniz nedir?” sorusuna verecek süslü, pembe cevapları vardır. Benim yok. Müneccim değilim; yıldızlara bakıp gaipten haberler peşinde koşacak vaktim de niyetim de yok. Benim beklentim sadece “yaşamak.” Ama öylece durup pasif bir şekilde bekleyerek değil; kurduğum bu yeni ve temiz düzende, kendi ektiğim tohumların yeşerdiğini kendi gözlerimle görerek yaşamak. Gelecek, bir sürpriz değil, bugünkü seçimlerimin bir sonucudur.

Sonuç Olarak;

2025 benden sahte gülüşleri, yoran kalabalıkları ve köhne mekanları alıp götürdü. Yerine ise paha biçilemez bir sadelik ve özgürlük getirdi. 2026 ne getirir bilinmez ama ben artık o gelecek için en sağlam zemini hazırladım. Zihni temizlenmiş, çevresi sadeleşmiş ve rotasını netleştirmiş bir insanın önünde hiçbir rüzgar duramaz.

Şimdi, tüm fazlalıklardan arınmış bir hayatın koltuğuna oturup, kendi hikâyemin bir sonraki bölümünü —2026’yı— izleme vakti.

Devamını Oku

Ulusal Baklagil Konseyi 14’üncü Genel Kurulu gerçekleştirildi

Ulusal Baklagil Konseyi 14’üncü Genel Kurulu gerçekleştirildi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ulusal Baklagil Konseyi 14’üncü Genel Kurulu gerçekleştirildi

Ulusal Baklagil Konseyi (UBK) 14’üncü Olağan Genel Kurulu 18 Aralık 2025 tarihinde Mersin’de gerçekleştirildi. Toplantıya, Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdür Yardımcısı (BÜGEM) İhsan Emiralioğlu, UBK Kurucu Başkanı ve Mersin Ticaret Borsası (MTB) Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir, UBK Başkanı Selami Dervişoğlu ve UBK üyeleri katıldı.

Genel Kurul açılış konuşmasını gerçekleştiren UBK Başkanı Selami Dervişoğlu, UBK’nın Üreticisinden tüccarına, ihracatçısından sanayicisine, bakanlıklarımızdan araştırmacılarımıza ve akademisyenlerimize kadar, sektörün tüm paydaşlarını kapsadığını belirterek,

“Üretimi merkeze alan bir anlayışla; bakliyatın ülkemiz tarımındaki önemini ve dış pazarlardaki rekabetçi gücünü artırmak, hepimizin ortak hedefi olmalıdır.”

İfadelerini kullandı. Özdemir: Bakliyat İçin Verilen Destek Katsayıları Artırılmalı

UBK Kurucu Başkanı ve MTB Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir ise gerçekleştirdiği konuşmada, nohut ve mercimeğin verimlilik artış hızında zaten hububat ve yağlı tohumlar grubunun gerisinde kaldığını, buna ek olarak, nohut ve mercimek için en düşük katsayılı kategorilerde verilen desteklerin üreticiyi teşvik etmekten uzak olduğunu belirterek;

“Üstelik, aynı havzalar için belirlenmiş, daha yüksek katsayıda destek verilen alternatif ürünler vardır. Bakliyat için belirlenen katsayılar doğrultusunda verilecek destekler, 2007’den bu yana 1 ila 1,35 milyon ton arasında dalgalanan üretim hacmimizi artırmaktan uzaktır. Yeni planlama çalışmalarında bu dengesizliğin giderilmesini sektör olarak talep etmekteyiz.”

dedi.

Özdemir, Türkiye’nin gen merkezi olduğu bakliyatta hedefin geçmişte olduğu gibi yerli bakliyat üretimiyle kendi iç tüketimini karşılayan yerli ürünleriyle ihracatta rekabetçi olan, nohut ve mercimekte dünyanın üretim ve ihracat merkezi konumunda bulunan, bakliyat sektörüne yön veren bir ülke olmak olduğunu ifade ederek;

“Üretim geçmişi binlerce yıla dayanan, Tüketim alışkanlığı mutfak kültürü ile özdeşleşmiş, ticaret kültürü yerleşmiş, sanayisi yoğun bir şekilde kümelenmiş, mevcut üretim hacminin dört katını işleyecek kapasitesi olan, insan kaynağı güçlü, teknolojik donanımı gelişmiş olan bir ülke olarak; bakliyatta yeniden söz sahibi olmak için gereken potansiyele sahibiz.”

diyerek sözlerini tamamladı.

BÜGEM Genel Müdür Yardımcısı İhsan Emiralioğlu da kuraklık, zirai don gibi iklim değişikliği unsurları çerçevesinde 2025 yılında sektörde yaşanan gelişmeleri değerlendirerek, 2026 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bakliyat sektöründe izleyeceği politikalara ilişkin bilgi verdi.

 

 

 

 

Devamını Oku

Genel Sağlık Sigortası Borçları Siliniyor! Kimleri Kapsıyor, Şartlar Neler?

Genel Sağlık Sigortası Borçları Siliniyor! Kimleri Kapsıyor, Şartlar Neler?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Genel Sağlık Sigortası Borçları Siliniyor! Kimleri Kapsıyor, Şartlar Neler?

Eski Genel Sağlık Sigortası borçları için kritik bir düzenleme gündemde. Yaklaşık 1,5 milyon kişiyi ilgilendiren ve 3,2 milyar TL’yi aşan borç yükü için yeni bir süreç başlıyor.

Türkiye’de uzun yıllardır tartışma konusu olan Genel Sağlık Sigortası (GSS) prim borçlarıyla ilgili dikkat çekici bir adım atılıyor. Meclis gündemine gelen yeni düzenleme ile birlikte, 1 Ocak 2016 tarihinden önce oluşan GSS prim borçlarının tamamının silinmesi öngörülüyor. Sadece ana borçlar değil, bu borçlara eklenen gecikme cezası ve gecikme zamları da kapsam dahilinde yer alıyor.

Düzenlemenin hayata geçmesiyle birlikte yaklaşık 1,5 milyon kişi, yıllardır karşısına çıkan GSS borcu yükünden tamamen kurtulmuş olacak. Toplamda 3,2 milyar TL’yi bulan alacağın tahsilinden vazgeçilmesi planlanıyor.

Kimler Borç Silme Kapsamında Yer Alacak?

Yeni düzenleme, yalnızca belirli bir dönemi kapsıyor. Buna göre:

1 Ocak 2016 tarihinden önce oluşmuş GSS prim borçları,
Bu borçlara bağlı tüm gecikme cezaları,
Gecikme zamları ve faizler,
tamamen silinecek. 2016 sonrası döneme ait GSS borçları ise bu düzenlemenin dışında tutuluyor. Bu ayrım, borçların büyük bölümünün eski sistemden ve gelir testi yaptırılmamasından kaynaklanması nedeniyle özellikle vurgulanıyor.

Gelir Testi Yaptırmayanlar Yıllarca Borçlu Görünmüştü

GSS borçlarının önemli bir kısmı, geçmiş yıllarda gelir testi yaptırmayan vatandaşların otomatik olarak prim borçlusu sayılmasıyla oluşmuştu. Özellikle işsiz kalan, sigortalı bir işte çalışmayan ya da ailesi üzerinden sağlık hizmeti alabileceğini düşünen birçok kişi, farkında olmadan borçlu duruma düştü.

Yıllar içinde biriken borçlar, icra takibi, faiz ve ceza yüküyle daha da büyüdü. Yapılması planlanan düzenleme, bu sorunu kökten çözmeyi hedefliyor.

Devlet Neden Bu Borçlardan Vazgeçiyor?

Uzmanlara göre söz konusu borçların büyük bir bölümü fiilen tahsil edilemiyor. Uzun süredir ödenmeyen, hukuki süreçlere rağmen sonuç alınamayan GSS borçları, kamu maliyesi açısından da sorun yaratıyordu. Devletin bu alacaklardan vazgeçmesi, hem idari yükü azaltacak hem de vatandaş-devlet ilişkilerinde yeni bir sayfa açacak.

Ayrıca sosyal devlet anlayışı çerçevesinde, sağlık hizmetlerine erişim konusunda geçmişten gelen mağduriyetlerin giderilmesi amaçlanıyor.

Ne Zaman Yürürlüğe Girecek?

Düzenlemenin, Meclis’te görüşülen yasal paket kapsamında kabul edilmesinin ardından Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesi bekleniyor. Yasa yürürlüğe girdiğinde, borç silme işlemleri otomatik olarak yapılacak. Vatandaşların ayrıca başvuru yapmasına gerek kalmayacağı belirtiliyor.

GSS Borcu Olanlar Ne Yapmalı?

Borcu olan vatandaşların, e-Devlet üzerinden GSS borç durumlarını kontrol etmeleri öneriliyor. Düzenleme yürürlüğe girdiğinde, kapsama giren borçların sistemden tamamen silindiği görülebilecek.

 

Devamını Oku

Mersin’de zemheri fırtınası başlıyor: 40 günlük karakış geliyor

Mersin’de zemheri fırtınası başlıyor: 40 günlük karakış geliyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Mersin’de zemheri fırtınası başlıyor: 40 günlük karakış geliyor

Mersin’de kışın en sert dönemi olarak bilinen Zemheri (Erbain) süreci 22 Aralık itibarıyla başlıyor. 30 Ocak’a kadar sürecek 40 günlük periyotta dondurucu soğuklar, kuvvetli rüzgârlar ve zaman zaman fırtınaların etkili olması bekleniyor.

Kış mevsiminin en soğuk ve en zorlu günlerini ifade eden Zemheri dönemi, 22 Aralık itibarıyla Mersin’de ve Türkiye genelinde etkisini göstermeye başlıyor. Halk arasında “karakış” olarak adlandırılan ve 40 gün sürecek olan bu süreçte, hava sıcaklıklarının belirgin şekilde düşmesi, kuvvetli rüzgârlar ve yer yer fırtınaların yaşanması öngörülüyor. Uzmanlar, özellikle gece saatlerinde hissedilecek soğuklara karşı vatandaşların tedbirli olması gerektiğini vurguluyor.

Zemheri (Erbain) Dönemi Nedir?

Halk arasında “Zemheri”, iklim ve halk takviminde ise “Erbain” olarak bilinen bu dönem, kış gündönümünün hemen ardından başlıyor. Anadolu’da yüzyıllardır “karakış” olarak adlandırılan Zemheri, yılın en düşük sıcaklıklarının görüldüğü ve kış şartlarının en sert hissedildiği zaman dilimi olarak kabul ediliyor.

Mersin Dahil Tüm Yurtta Etkili Olacak

Meteoroloji uzmanları ve iklim bilimcilerin değerlendirmelerine göre; Zemheri sürecinde yalnızca iç ve doğu bölgelerde değil, Akdeniz Bölgesi’nde ve Mersin’de de sıcaklıklar hissedilir şekilde düşecek. Özellikle gece saatlerinde soğuk hava dalgaları, kuvvetli rüzgârlar ve yüksek kesimlerde don riski öne çıkıyor.

Zemheri Fırtınası Ne Getirecek?

Uzmanlara göre 40 gün sürecek bu dönemde:

  • Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin altına inmesi,
  • Kuvvetli rüzgâr ve fırtınalarınetkili olması,
  • Yer yer yağmur, kar ve gizli buzlanmagörülmesi bekleniyor.

Ani sıcaklık düşüşlerinin özellikle ulaşımda aksamalara ve günlük yaşamda olumsuzluklara yol açabileceği ifade ediliyor.

Tarım Açısından Kritik Süreç

Zemheri dönemi, tarım açısından da önemli bir zaman dilimi olarak görülüyor. Uzmanlara göre bu süreçte oluşan kar örtüsü, toprağın nem dengesini koruyarak tarımsal verim açısından olumlu katkı sağlıyor. Ancak ani don olayları, bazı tarım ürünleri için risk oluşturabiliyor.

Uzmanlardan Zemheri Uyarıları

30 Ocak’a kadar sürecek olan Zemheri dönemi için uzmanlar şu uyarılarda bulunuyor:

  • Pencere ve kapılardaki ısı kaçaklarının önlenmesi,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirecekdengeli beslenme,
  • Araçlarda kış lastiği, zincir ve acil ekipmanlarınbulundurulması,
  • Sabah ve gece saatlerinde gizli buzlanmayakarşı dikkatli olunması.

Zemheri Bitiyor, Hamsin Başlıyor

Zemheri’nin sona ermesiyle birlikte kışın ikinci yarısı olarak bilinen ve yaklaşık 50 gün süren “Hamsin” dönemi başlayacak. Ancak uzmanlara göre, soğuk hava etkisini bu süreçte de sürdürmeye devam edecek.

 

 

Devamını Oku

Mersin Ekonomi Zirvesi’nde net tablo: 2026 tüm düğmelere basma yılı

Mersin Ekonomi Zirvesi’nde net tablo: 2026 tüm düğmelere basma yılı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Mersin Ekonomi Zirvesi’nde net tablo: 2026 tüm düğmelere basma yılı

Mersin Ekonomi Zirvesi’nde bir araya gelen ekonomistler, 2026 yılının da 2025’e benzer ekonomik zorluklarla geçeceğini ancak uygulanan ekonomi politikalarının özellikle yılın ikinci yarısından itibaren daha somut sonuçlar üretmesinin beklendiğini dile getirdi.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) 140’ıncı kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen Mersin Ekonomi Zirvesi, iş ve ekonomi dünyasının önemli isimlerini Mersin’de bir araya getirdi.
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır ile Meclis Başkanı Hamit İzol’un ev sahipliğinde gerçekleşen zirveye, KKTC 5. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Mersin Valisi Atilla Toros da katıldı.

Ekonomistler 2026’ya dair beklentileri paylaştı

Trakya Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu’nun moderatörlüğünde düzenlenen zirvede; Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan GüldağEkonomi Gazetesi Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım ve A&M Türkiye Danışma Kurulu Başkanı Hilmi Güvenal konuşmacı olarak yer aldı.

Zirvede yapılan değerlendirmelerde, iş dünyası açısından yapay zeka yatırımlarının hızlandırılmasıüretimin pazarlara yakın coğrafyalara taşınması ve işgücüne dayalı sektörlerde otomasyon temelli dönüşümün kaçınılmaz olduğu vurgulandı.

“Mersin üretim ve lojistik gücüyle öne çıkıyor”

Açılış konuşmalarında Mersin Valisi Atilla Toros, Mersin’in üretim gücü, dış ticaret kapasitesi ve lojistik vizyonu ile Türkiye’de nadir şehirlerden biri olduğuna dikkat çekti. Ersin Tatar ise Mersin ile KKTC arasında geliştirilecek iş birliklerinin her iki taraf için de ekonomiye güçlü katkılar sağlayacağını ifade etti.

“Mersin’i yaşanabilir bir kent yapmak hepimizin sorumluluğu”

MTSO Başkanı Hakan Sefa Çakır, Mersin ekonomisinin 140 yıllık tarihine değinerek kentin tarım, sanayi, lojistik ve turizmde çok kimlikli bir yapıya sahip olduğunu söyledi.


Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak 140 yıldır bu kentin işi olduk, aşı olduk

diyen Çakır, ekonomiden istihdama, eğitimden kültür-sanata kadar kentin ihtiyaçlarına dokunduklarını belirtti.

Mersin’in Türkiye’nin en büyük 7’nci ekonomisi ve dış ticarette yine 7’nci büyük ili olduğunu hatırlatan Çakır, Yeni Sanayi Koridorları Projesi kapsamında kentin stratejik önemine vurgu yaptı. Avrupa’yı Karadeniz ve Akdeniz üzerinden Basra’ya bağlayacak Filyos–Mersin koridorunun, kente kilit bir rol verdiğini ifade etti.

“Mersin Lojistik Köy Projesi hayata geçirilecek”

Mersin’in ulaştırma ve lojistik yatırımlarıyla Türkiye’nin lojistik merkezlerinden biri haline geldiğini söyleyen Çakır,

Valimizin önderliğinde Mersin Lojistik Köy Projesi’ni hep birlikte hayata geçireceğiz

dedi. Çakır ayrıca, kentin 2050 ve 2075 vizyonunun bugünden planlanması gerektiğini vurguladı.

Tarımda kritik uyarı: “Sulu tarımdan kuru tarıma geçiş başlayacak”

Ekonomi Gazetesi Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım, tarımda yaşanan daralmanın yalnızca kuraklıkla açıklanamayacağını belirterek; yüksek girdi maliyetleri, finansman ve işçilik sorunlarının uzun süredir devam ettiğini söyledi. Devlet Su İşleri’nin 2026 yılı için valiliklere yazı göndererek çiftçileri kuru tarıma yönlendirmeye başlayacağını aktaran Yıldırım, Türkiye’de tarımda su verimliliğinin yüzde 51 seviyesinde olduğunu ve suyun neredeyse yarısının tarlaya ulaşmadan kaybolduğunu ifade etti.

Yıldırım, Mersin’in tarımda kendi yol haritasını çizmesi gerektiğini belirterek, limon ve portakal üretiminde rekabetin mi yoksa ürün desenine geçişin mi tercih edileceğine karar verilmesi gerektiğini dile getirdi.

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.