08 Kasım 2025 Cumartesi
Karabağ Zaferi, Azerbaycan topraklarının bütünlüğü açısından stratejik bir alandır. Bu bütünlüğü sağlamak adına Azerbaycan, Karabağ’ın yeniden vatan topraklarına katılmasını, bağımsızlığından bu yana stratejik amaç haline getirmiş ve uluslararası hukukta sürekli olarak vurguladığı “Karabağ Azerbaycan’dır”, “Ermenistan İşgalcidir” tezlerini kabul ettirmeyi başarmıştır. Nihayetinde işgal altındaki topraklarını geri kazanmıştır.
Karabağ’da yapılan katliamlar, zafer için ödenen bedel, Azerbaycan için bağımsızlık kadar önemli bir mesele ve yüz yıllarca konuşulacak tarihi bir olaydır. Birlik beraberlik duygularımızla kardeşlerimizin 8 Kasım Zafer Gününü en kalbi duygularla kutlarım.
MMATT GENEL BAŞKANI GÜNEY TÜZÜN
Cennet Hurması İthalatı Mersinli Üreticiyi Perişan Etti
Mersinli cennet hurması üreticileri, Azerbaycan’dan Türkiye’ye getirilen 180 tır cennet hurması nedeniyle zor durumda kaldıklarını ifade etti.
Üreticilerin mağduriyetine dikkat çeken DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, ithalat politikalarına tepki göstererek, TBMM’de çiftçilerin sesini duyurdu ve hükümete çağrıda bulundu: “Destek olmuyorsanız bari emeğe zarar vermeyin.” Çiftçinin Emeği Yok Sayılıyor
Mersin, Tarsus ve Çamlıyayla bölgelerinde cennet hurması üreticilerinin yaşadığı sıkıntıyı gündeme getiren Ekmen, Türkiye’nin tarım sektöründeki ithalat politikalarının, yerel üreticileri nasıl zor durumda bıraktığını örnekleriyle açıkladı. Ekmen, Azerbaycan’dan gelen cennet hurmalarının tam hasat zamanı Türkiye’ye girmesinin, Mersinli çiftçilerin üretiminden ciddi zararlar doğurduğunu belirtti.
“Çiftçi bir yıl boyunca emek veriyor, ürünü yetiştiriyor, tam hasat zamanı geldiğinde Azerbaycan’dan yüzlerce tır hurma Türkiye’ye giriyor. Bu durum çiftçimize zarar veriyor. Neden biz çiftçimizi bu duruma düşürüyoruz?” diyen Ekmen, ithalatın yerli üreticiyi nasıl mağdur ettiğine dikkat çekti.
Yanlış İthalat Politikalarına Tepki
Ekmen, cennet hurmasının yanı sıra diğer tarım ürünlerine yönelik ithalat politikalarına da tepki gösterdi. “Pamuk hasadının arifesinde pamuk ithalatı, fıstık, badem ve ceviz hasadı sürerken Amerika’dan bu ürünlerde vergi sıfırlanması, marul hasadında İran ve Pakistan’dan yapılan ithalat, çiftçimize büyük zarar veriyor. Çiftçiye destek olmuyorsanız bari emeğine zarar vermeyin. İthalat politikalarıyla bazı kişileri zenginleştirmeyi bir kenara bırakın,” dedi. Ekmen, konuya ilişkin olarak Tarım ve Orman Bakanlığı’na da soru önergesi vererek, ithalat politikalarının çiftçiye zarar vermesinin önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı. Çiftçilerin, emeklerinin karşılığını alabilmesi için daha dikkatli ve adil politikalar oluşturulmasını isteyen Ekmen, bu tür ithalatların yerli üreticiyi perişan ettiğini söyledi.
Mersin’de nükleer endişe: “Akkuyu’ya biz bile giremiyoruz”
CHP Mersin Milletvekili Talat Dinçer, Akkuyu Nükleer Santrali’ne ilişkin endişeleri gündeme taşıdı. Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada hem Mersin halkının hem Mersin ekonomisinin enerji politikalarından doğrudan etkilendiğini belirten Dinçer, özellikle küçük esnafın yüksek fatura yükü altında ezildiğini söyledi.
Talat Dinçer, Mersin’de üretim ve hizmet sektöründe elektriğin hayati olduğunu ifade ederek, “Mersin’de esnafımız 18 saat çalışıyor, enerjiye bağımlı yaşıyor ama dağıtım hatları yenilenmiyor, trafolar patlıyor, faturalar kabarıyor” dedi. Dinçer, tüm bu tabloya rağmen kentin enerji altyapısının hala yetersiz kaldığına dikkat çekti.
“Akkuyu adeta özerk bölge gibi”
Milletvekili Dinçer açıklamasında Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ne ilişkin kaygıları da dile getirdi. Dinçer,
“Akkuyu Nükleer Santrali ise adeta ‘özerk bölge’ gibi… Biz bile içeri giremiyoruz. Rusya’nın kendi toprakları dışında ilk kez böyle bir alanı var”
diyerek denetim mekanizmalarının şeffaf olmadığına vurgu yaptı.
“Nükleer atıklar ne olacak? Olası sızıntıda kim sorumlu?”
Mersin halkının en kritik sorusunun nükleer atıkların akıbeti olduğuna işaret eden Dinçer, “Mersin halkı tedirgin, nükleer atıklar ne olacak? Olası bir sızıntıda kim sorumluluk alacak?” ifadelerini kullandı. Dinçer, kamuoyunun net ve bilimsel bilgi talep ettiğini, bunun sağlanmasının ise ilgili Bakanlığın en temel görevi olduğunu dile getirdi.
Kocamaz’dan Halil Kuriş için taziye mesajı
Burhanettin Kocamaz, Mersin eski Büyükşehir Belediye Başkanı Halil Kuriş’in vefatı sonrası üzüntüsünü dile getirdi. “Ailesine ve sevenlerine sabır diliyorum” ded
İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada üzüntüsünü dile getirerek,
“Mersin Büyükşehir Belediyesi eski Başkanlarımızdan, Kıymetli İnsan Halil Kuriş’in vefatını üzüntüyle öğrendim. Merhuma Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve sevenlerine baş sağlığı ve sabır diliyorum. Ruhu şad, mekanı cennet olsun inşallah”
ifadelerini paylaştı.
Mersin’de Fin balinası yeniden doğuyor: Dev iskelet bilime hayat veriyor
4 yıl önce deniz aracının çarpmasıyla ölen 16 metrelik Fin balinasının kemikleri, MEÜ’de yürütülen ‘Balinanın Sessizliği Bilime Dönüşüyor’ projesiyle yeniden birleştiriliyor. Bin parçalık iskeletin Nisan’a kadar sergilenmesi hedefleniyor.
Mersin’de 4 yıl önce bir deniz aracının çarpması sonucu ölen ve Mersin Üniversitesi Yenişehir Kampüsü Deniz Canlıları Müzesi bahçesine gömülen yaklaşık 16 metrelik Fin balinasının kemikleri bir haftalık kazıyla tamamen çıkarıldı. ‘Balinanın Sessizliği Bilime Dönüşüyor’ projesi kapsamında yürütülen çalışmalar, şimdi en kritik aşamaya geçti; büyüklü küçüklü bine yakın kemik parçası çadırda tek tek temizleniyor, numaralandırılıyor ve doğru anatomik noktalarına yerleştirilerek yapıştırılıyor.
Birleştirme süreci bilimsel titizlikle ilerliyor
MEÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Ayas ve üniversiteden projeye katılan öğrenciler, dev iskeleti yeniden bir bütün haline getirmek için yoğun emek veriyor. Çok sayıda kırık bulunan kemiklerin her birinin doğru eşleştirilmesi gerektiğini ifade eden Ayas, yüzlerce parçanın puzzle gibi tek tek tamamlandığını söyledi. Prof. Dr. Ayas, hedeflerinin Nisan-Mayıs aylarına kadar tüm iskeleti birleştirerek müze bahçesinde bütün halde sergileyebilmek olduğunu vurguladı.
Bu kadar büyük bir deniz memelisinin iskeletini ilk kez bir araya getirdiklerini belirten Ayas,
“Daha önce yunus iskeleti de birleştirdik, kaplumbağa da. Ancak bu büyüklükte bir deniz memelisiyle ilk kez çalışıyoruz. Büyük kemikler avantaj sağlıyor, ancak kırıkların fazlalığı da süreci zorlaştırıyor”
dedi.
Öğrenciler için eşsiz bir deneyim
Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğrencisi Ayşe Alkaş da kazıya ve yapıştırma sürecine gönüllü olarak katıldığını belirterek,
“Yaklaşık bir hafta süren kazıda tüm kemikleri, omurları ve kafatasını çıkardık. Şimdi birleştirme aşamasındayız. Bu benim için de ilk kez yaşadığım bir deneyim oldu, çok şey öğreniyoruz”
ifadelerini kullandı.
Öğrencilerin sürece aktif katılımının hem bilimsel anlam hem de eğitim açısından ayrı bir değer taşıdığı belirtiliyor. Ekip, her doğru parçanın yerini bulmasıyla bilimsel anlamda yeni bir keşif mutluluğu yaşandığını ifade ediyor.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.