Yasa Var, Destek Yok
2 Ağustos 2024’te yürürlüğe giren 7527 sayılı yasa ile Türkiye’de sokak hayvanlarının “uyutulması” artık yasal. Ancak yasa yürürlüğe gireli aylar olmuş olmasına rağmen, bu uygulama toplum vicdanında hâlâ meşru değil.
Yasa var, ancak merkezi idarenin yerel yönetimlere sunduğu bir çözüm yok.
Barınakların kapasitesi, mevcut sokak hayvanı popülasyonuna göre hâlâ ciddi şekilde yetersiz. Sayıları yüz binleri aşan sahipsiz hayvanlar karşısında, belediyelerin sahip olduğu alan, personel, altyapı ve bütçe gerçekçi değil. Hayvanların sağlıklı bir şekilde tedavi edilmesi, rehabilitasyon sürecine alınması, sahiplendirilmesi gibi alanlarda belediyelere neredeyse hiçbir destek verilmemekte. Bu şartlar altında yerel yönetimlerin elinden geleni yapması beklenirken, eleştirilmesi ise adil değildir.
Üstelik Tarım ve Orman Bakanlığı, her gün belediyelerden barınakta kaç hayvanın toplandığına dair düzenli bilgi almakta, dolayısıyla sahadaki yoğunluğu ve kapasite sorunlarını çok net biçimde bilmektedir. Ancak bu bilgiye rağmen, bakanlık tarafından barınak kapasitesini artırıcı, altyapıyı güçlendirici hiçbir ciddi destek sunulmamaktadır. Göz göre göre gelen bir kriz karşısında sessiz kalınmaktadır.
Mersin Farklı Bir Yol Seçti
Mersin Büyükşehir Belediyesi, yasanın sunduğu “öldürme” seçeneğini kullanmamakta kararlı. Uyutma yerine sahiplendirme, görmezden gelmek yerine tedavi, kolay olanı değil doğru olanı tercih ediyor.
Barınaklar kapasitelerinin 2-3 kat üzerinde çalışıyor. Bu yüzden belediye, önceliği hasta, yaralı ve acil durumda olan hayvanlara veriyor. Bu bir mecburiyet. Ve bu mecburiyet içinde dahi hayvanları yaşatmayı amaçlayan bir irade var.
Görüntü Servisi, Siyasi Hesap
Geçtiğimiz günlerde belediyenin barınağından çekilen bazı görüntüler servis edildi. Elbette ki her kurumun eksikleri olabilir, ancak bu görüntülerin tek taraflı ve bağlamından koparılmış biçimde yayılması iyi niyetli değildir.
Bu görüntüler üzerinden Mersin’i hedef alan bir milletvekili, “Büyükşehir sınıfta kaldı” açıklaması yaptı.
Oysa konuşacak en son kişi o vekildir.
Çünkü bu ülkenin sokaklarında yıllardır çözümsüzlüğe göz yuman, barınakları finanse etmeyen, hayvan haklarına dair bir politika üretmeyen yapının ta kendisidir eleştirenler.
Yaşatma Çabası Suç Gibi Sunulamaz
Bugün Türkiye’de binlerce hayvanın yaşamı tehdit altındayken, yaşatmayı tercih eden bir belediyeyi suçlamak ne vicdana ne mantığa sığar.
Görüntü sızdırmakla değil, çözüm üretmekle ilgilenmeliyiz. Siyasi hesaplarla değil, kolektif iradeyle hareket etmeliyiz.
Bu Vicdanın Adı: Mersin
Mersin, merkezi otoritenin emrettiği yolu değil, halkın vicdanını dinliyor.
Bu şehir, bu ülkenin karanlık sayfalarında bir istisna olarak değil, bir umut olarak yerini alıyor.
Yasalar hükmedebilir, ama vicdan hâlâ serbesttir.
Ve Mersin, o vicdanın sesi olmaya devam edecektir.
News
