DOLAR 39,9991 0.34%
EURO 46,9842 0.01%
ALTIN 4.264,92-0,21
BITCOIN 4334649-0,04%
Mersin
31°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Tülay Hatimoğulları: Halk iradesine darbe vuruldu!

Tülay Hatimoğulları: Halk iradesine darbe vuruldu!

ABONE OL
Temmuz 7, 2025 07:36
Tülay Hatimoğulları: Halk iradesine darbe vuruldu!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Tülay Hatimoğulları: Halk iradesine darbe vuruldu!
CHP Genel Merkezi’nde Özgür Özel’i ziyaret eden Tülay Hatimoğulları, CHP belediyelerine yönelik operasyonlar üzerinden iktidarı eleştirerek “Halk iradesine darbe vuruldu!” dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ve beraberindeki heyet, İmralı’daki görüşme sonrasında CHP lideri Özgür Özel’i ziyaret etti. Hatimoğulları’na Eş Genel Başkan Yardımcıları Özlem Zengin, Mahfuz Güleryüz ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Emiraali Türkmen eşlik etti.
Saat 15.00’te CHP Genel Merkezi’nde gerçekleşen ziyaret sonrası Özgür Özel ile açıklama yapan Tülay Hatimoğulları, CHP belediyelerine yönelik operasyonlarda belediye başkanlarının tutuklanmasına sert eleştirilerde bulundu.
“HALK İRADESİNE DARBE VURULDU!”
Hatimoğulları şunları söyledi:”Bugün bizler CHP’yi ziyaretimizi gerçekleştirmemizin amacı dün sabah ne yazık ki yine bir şafak operasyonuyla halkın iradesine bir darbe vuruldu ve bununla ilgili geçmiş olsun dileklerimizi, dayanışma duygularımızı belirtmek için buradayız.
Ümit ediyoruz ki yargı bu yanlıştan bu birkaç saat içinde geri döner ve gözaltına alınan belediye başkanları serbest bırakılır.
Bizler bu operasyonları kayyım anlayışının bir devamı olarak görüyoruz.
Biz dün bu habere uyandığımızda dünkü programlarımızı gerçekleştirdik ama bugün için olağanüstü MYK çağrısı yaptık. Bu gözaltı süreçlerini değerlendirdik. Sanıyorum ki bunu en iyi anlayabilecek siyasi parti biziz. Üç dönem belediyelerine kayyum atanmış bir partiyiz.
Bugün bu operasyonların bir siyasi operasyon olduğunun altını özellikle çizmek istiyorum. Şayet ellerinde deliller varsa bazı soruşturmalar başlatılabilir. Fakat bunları bir kılıf haline getirerek bir siyasi operasyona dönüştürülmesini kabul etmiyoruz. Bir komisyon oluşturulsun, bağımsız yargı devreye girsin ve sadece muhalif değil, iktidar partili belediyelerin de soruşturulacağı bir çalışma yürütülsün.
Şunu da eklemek isterim… Ve ayrıca kayyım atanmış belediyelerin kayyım yönetiminin de araştırılmasını ısrarla öneriyoruz.
Bugün barış ve demokratik toplum sürecinden bahsediyoruz. Barışı, silahsızlanmanın konuşulduğu şu günlerde bu operasyonlara tanıklık etmek Türkiye toplumuna iyi gelmiyor. ‘Böyle mi demokratikleşme olacak’ sorusunun her yerden yükseldiğini görüyoruz.
100 yıldır bu ülkede kronikleşmiş olarak devam eden bir süreci konuşurken bu operasyonları konuşuyor olmamız demokrasiye olan inancı zayıflatmaktadır. Biz bu operasyonları gerçekleştiren anlayışa bir kez daha seslenmek istiyoruz. Bu operasyonlar barış sürecini baltalamaktadır. Bu operasyonlar bir belediye başkanını cezaevine koymak anlamına gelmiyor sadece, seçme ve seçilme hakkının ortadan kaldırılması anlamına geliyor.
Çağrımızı yineliyoruz. Bugün bu operasyonları gerçekleştiren akıl, bunlardan vazgeçmeli.”
Özgür Özel ise şu ifadeleri kullandı:”Eş Genel Başkanımıza, Tülay Başkanımıza dayanışmaları için yürekten teşekkür ediyorum. Dün Adana’ya ve operasyona tabi tutulan diğer belediyelerimize yerelde yapılan dayanışma ziyaretleri için de ayrı ayrı hem Adana, hem Adıyaman hem Antalya örgütlerine teşekkür ediyorum. Sayın Başkan’ın ifade ettiği gibi artık Türkiye’de bu operasyonların siyasi bir operasyon olduğuna inanmayan kimse kalmadı. Anketlerde yüzde 25 gibi inandığını söyleyen seçmen var. Ama o inandığını söyleyen seçmen Cumhur İttifakının kategorik seçmeni. ‘İki kere iki beş eder’ dese Tayyip Bey, ‘Evet, iki kere iki beş eder’ diyen kategorik kemik seçmen. Ki bu muhalefet tarafında da biz bir şeyi yanlış söylesek de destekleyen, kategorik destekleyen seçmen kitlesi bizim tarafta da oluyor. Bunun dışında normal ve makul bakan, meseleyi siyasi angajmanlarla değil de vicdan gözüyle dinleyen kimse bu yapılan operasyonların yolsuzluk operasyonu olduğuna inanmıyor. Herkes bunun siyasi birer operasyon olduğuna inanıyor. Saygın Başkan hatırlattı, kayyımlardan çok çektiler. Dünya kadar kayyım atandı. Geçtiğimiz dönem yanılmıyorsam kazandıkları hemen bütün belediyelere, dördü hariç hepsine kayyım atandı. O zamanlar Tayyip Bey bugünkü özgüveniyle çıkıp televizyonların, kameraların, sizlerin karşısına çıkıp şunu söylüyordu: ‘Bunlar terör örgütüne para yolladıkları için gözaltına alınıyorlar. Bunlar teröre finansman sağladıkları için gözaltına alınıyorlar. Emin olun buradaki mesele Kürt vatandaşların, yerel yönetici seçme hakkına siyasi bir şey değil. Böyle olduğu için oluyor.’ Şimdi bu süreç başladı, Tayyip Bey ne dedi? ‘Süreç ilerleyecek ve kayyım uygulaması istisna olarak kalacak’ dedi. Ne demek istisna? Çok nadir, binde bir. Demek ki o istisna hal dışındaki bütün haller siyasiymiş değil mi? Buna Tayyip Bey karar verdiğine göre. Tayyip Bey ne biliyor bundan sonraki süreçte ne olacağını veya bundan önce ne olduğunu? Demek ki bundan önce kayyım atanan bütün süreçler siyasiymiş. ‘Buradan mesafe alınırsa’ diyor, ‘Kayyım uygulaması istisnaya döner’ diyor. O yüzden açık ve net şekilde şunu görmek lazım. Yapılan her şey; hem belediye başkanlarının kişilik haklarına, ailelerine, çocuklarına yapılan zulümler, bunların hepsi bir büyük vicdansızlıkla yapılan siyasi işlerdir. Suçları Tayyip Bey’in adayını yenmektir. Suçumuz partimizi birinci parti yapmaktır. Ekrem İmamoğlu’nun suçu 15,5 milyon kişinin oyları ile Cumhurbaşkanı adayı olmuş olmasıdır. Risk Sayın İmamoğlu’nun Sayın Erdoğan’ı bütün anketlerde açık farkla yeniyor olmasıdır. Bunun için yapıyorlar bütün bunları.”
“BÜYÜK İHTİMALLE TUTUKLAMAYA SEVK EDİLECEKLER”
“Bugün de şu anda arkadaşlarımız ifade veriyor ve sonra büyük ihtimalle tutuklamaya sevk edilecekler. Bugün sabah da söyledim. Abdurrahman Tutdere, bambaşka bir isim. Adıyaman’ın kendi kendine adaylaştırdığı, zorla aday ettiği, zorla seçtiği, gözüne Adıyaman’a katkı sağlamak için uyku bile girmeyen birisini bununla itham ediyorlar. Zeydan Başkan gibi bütün Adana’nın gönlünü kazanmış birisine leke çalacaklar ya. Daha doğrusu İstanbul’daki bu işe rıza üretemediler, kendi seçmenlerini bile ikna edemediler. Şimdi bunu Anadolu’ya yayarak yapmaya ve bunun büyük bir organizasyon olduğunu, diğer şehirlerde de kolunun, bacağının olduğunu inandırmaya çalışıyorlar ya. Burada Adana elverişli bir yer kendilerince. Bizle DEM’i Adıyaman’da, Adana’da karşı karşıya getirebilirler kolaylıkla. DEM bu operasyonlara tepki göstermezse DEM’e, DEM bu operasyonlara tepki gösterirse bu sefer Türkiye toplumuna başka bir mesaj verecekler kendilerince. Ve Zeydan Başkan’a bunu yapmak için şu an muhatap olduğu soru şu: Aziz İhsan Aktaş bu dönem değil, bir önceki beş yıl değil, ondan öncesi Seyhan Belediye Başkanıyken Seyhan Belediyesi ile çalışmış. Bunun üzerinden suçlamaya kalkıyorlar ve sekiz yıl önceki bir ihaleyle ilgili bir kanıt da bulmuş değiller. O dosya defalarca incelenmiş, Sayıştay tarafından uygun görülmüş, hiçbir problemin olmadığı bir nokta. Ama konu şu; Aziz İhsan Aktaş’a ‘İsim ver’ diyorlar. O da dönmüş geriye dönüp bakıyorlar, ‘Sekiz yıl önce Seyhan’ diyor. Ve şimdi bunun için Belediye Başkanımızı gözaltına aldılar, tutuklamaya çalışıyorlar. Buradan sonra artık söylenecek söz yok. Buradan sonra yapılacaklar var. Onunla ilgili bir takvimin içindeyiz. Tam bu dakikalarda Parti Meclisimiz toplandı, toplantıyı açmak üzere bizleri bekliyor. Bundan sonra artık Cumhuriyet Halk Partisi’nin yeni bir sürecin içinde olduğunu ve bundan sonraki sürecin ne kadar zor olursa olsun direncin ve dirayetin daha da yüksek olacağını dün de ifade ettik. Bugün de bir kez daha ifade edeyim. Sayın Başkan’a onun şahsında DEM heyetine ve DEM Parti‘ye teşekkür ediyoruz gösterdikleri dayanışma için.”
“PARALEL EVREN YARATMAYA ÇALIŞIYORLAR”
Özgür Özel, gazeteci Timur Soykan’ın tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilmesi hakkında ise şu değerlendirmeyi yaptı:”Arkadaşlar Timur Soykan’ın tweeti; ‘Rejim, toplumu yolsuzluk operasyonlarına ikna etmek gibi bir derdinin kalmadığını ilan ediyor.’ Yani ‘Yolsuzluk var ve bunu ispatlamak gibi bir derdim yok artık diye bunu ilan ediyor’ diyor. Ve devam ediyor, diyor ki; ‘Seçimde AKP’yi yenmek suç olarak yasalara girsin. Böylece hâlen yargı varmış gibi davranmak külfetinden kurtulunur.’Bundan dolayı Timur Soykan’ı tutuklamaya sevk ediyorlar. Ve madde ne? Yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu. Geçen sene bu yasa görüşülürken bütün muhalefet olarak biz şunu söyledik: ‘Bu çok tehlikeli ve bu gazetecileri içeri attırır.’ Ne diyordu AKP’liler? Hepiniz hatırlıyorsunuz. ‘Bunun basınla ilgisi yok. Efendim deprem oluyor, tusunami gelecek diye bir haber yayılıyor. İnsanlar evlerinden kaçıyorlar. O sırada hırsızlık oluyor. Buna bir tedbir almamız lazım’ diyorlardı. Tusunami geliyor yalanını atanlara mı tedbir alıyorlarmış, Timur Soykan gibi bu tweeti atanlara mı tedbir alıyorlarmış? Geçen sene utanmadan, sıkılmadan tutanak altında bunları söyleyenlerin gerçek niyetinin ne olduğunu biz biliyorduk. Topluma da anlatıyorduk. Şimdi sizin sayenizde herkes görüyor ki Timur Soykan gibi bir gazeteci. Ne demiş Timur Soykan? ‘Seçimde AKP’yi yenmek suç olsun, herkes rahat olsun’ demiş. Boşu boşuna belediye operasyonu yapmazsınız. Ekrem İmamoğlu’nu AKP’yi yenme suçundan Silivri’ye koyarsın, pazar günü boşuna toplanmayız böyle 20 tane kamera, iki tane Genel Başkan, heyetler, bilmem neler. Çünkü rejim kendisini yeneni hapse attığını bilirse ya aday olmazsın, aday olursan da hapsi boylarsın. Kurdukları rejim böyle bir rejim. Yalan mı? Bunu ilk kez Timur Soykan mı söylüyor? Bunun yalan olduğunu ispat etmek için 108 gündür bir kanıt koydunuz mu önümüze? Biz Ekrem İmamoğlu’nun suçunun Erdoğan’ı yenmek dışında bir şey olduğunu görseydik, herkes bugün evinde oturuyor olurdu. Bir gazeteci olarak bunu tweet atmış, şimdi gidip Timur Soykan’ı Silivri’ye koyacaklar. Sonra birisi çıkacak. Diyecek ki ‘Timur Soykan tweet attığı için, gazeteci olduğu için içeride.’ Örneğin bu soruyu soran arkadaşımız böyle bir tweet atacak. Onu da içeri atacaklar. Çünkü şuna inanmamızı bekleyecekler: ‘Timur Soykan gazetecilik faaliyetinden dolayı değil, başka suçlardan içeride’ diyecekler. Böyle bir paralel evren yarattılar. Böyle bir paralel evren yaratmaya çalışıyorlar. Bu vasata, bu gerizekalılığa hepimizin teslim olmasını istiyorlar. Ve devamlı şunu yapmaya çalışıyorlar: Biz her şeyi yaparız, birileri de rıza gösterir.”
“SİZ BU HAKSIZLIĞI YAPAR MISINIZ?”
“Geçtiğimiz dönemde yaşanan birkaç olayda bunu çok yakından hissettim. Buradan AK Parti ve MHP’nin çok değerli seçmenlerine şu hikayeyi anlatmak isterim. Hz. Ali bir tarafta, Küfe’de. Muaviye de Şam’da. Küfe’den birisi elinde erkek devesi Şam’a giriyor. Şamlı’nın biri de bunu fırsat biliyor, ‘Deve benimdir, ver’ diyor, elinden alıyor. Kavgaya tutuşuyorlar. Halk toplanıyor iş Muaviye’ye kadar intikal ediyor. Bakıyor o da, ‘Herkesi çağırın’ diyor. 10 bin kişi toplanıyorlar. ‘Ey Şamlılar. Bu Şamlı kardeşimiz bu devenin dişi olduğunu ve kendine ait olduğunu söylüyor. Küfe’den gelen bu kardeşimiz de devenin erkek olduğunu ve kendine ait olduğunu söylüyor. Bu deve erkek midir, dişi midir?’ diyor herkesin gözünün önünde. Bağırıyor Şamlılar ‘Dişidir.’ ‘Deve Küfeli’nin midir, Şamlı’nın mıdır?’ ‘Şamlının’dır.’ Veriyor deveyi, evine gidiyor. Muaviye gidiyor Küfeli’nin kulağına eğiliyor diyor ki ‘Şimdi git o Ali’ye söyle, Muaviye’nin elinde o söylüyor diye erkek deveye dişi diyecek 10 bin adam var, ayağını denk alsın’ diyor. Şimdi AK Parti ve MHP seçmenine sesleniyorum: ‘Siz bu haksızlığı yapar mısınız?’ Siz dişi erkek deveye sırf Tayyip Bey diyor diye dişi mi diyeceksiniz? Sırf Tayyip Bey diyor diye birinin malını, mülkünü, namusunu bir başkasının siyasi geleceğine heder mi edeceksin? Size Muaviye dedi diye haksızlık yapan ve arkasında durup bize kaygı verecek topluluk gözüyle bakıyorlar. Biz size öyle bakmıyoruz. Ben bu kötülükten AK Parti ve MHP’nin, Anadolu’nun pırıl pırıl insanları olan seçmenlerinin vicdanına sığınırım. Sözüm budur.”

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r