DOLAR 39,9584 0.32%
EURO 47,0584 0.42%
ALTIN 4.199,48-1,30
BITCOIN 42822410,09%
Mersin
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Tutuklu Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’den sert mektup

Tutuklu Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’den sert mektup

ABONE OL
Haziran 28, 2025 13:19
Tutuklu Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’den sert mektup
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Tutuklu Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’den sert mektup
İstanbul’un tutuklanan Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler, Silivri’den sert bir mektup kaleme aldı. Geçtiğimiz mart ayında şafak operasyonuyla gözaltına alınan ve 3 Mart’ta tutuklanan Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler, Silivri (Marmara) Cezaevi’nden bir mektup kaleme aldı.
El yazısıyla kaleme alınan ve sosyal medyada paylaşılan mektupta Köseler, Beykoz halkına selam göndererek, son aylarda yaşanan gelişmelere ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Alaattin Köseler ve 12 kişinin tutuklu yargılandığı dava kapsamında 26 sanığın ilk duruşması 2 Eylül 2025’te yapılacak.
Köseler, dört aydır cezaevinde bulunduğunu hatırlatarak şöyle yazdı:
“Son zamanlarda sizlerden gelen mektuplardan aldığım yoğun şikayetler ve kamuoyunda çıkan haberler doğrultusunda, seçilmiş Beykoz Belediye Başkanı olarak bu açıklamayı yapmamı bir zorunluluk olarak görüyorum.”
“İLKE VE DEĞERLER AYAKLAR ALTINDA”
Mektubunda göreve gelirken savundukları ilke ve değerlerin ayaklar altına alındığını söyleyen Köseler şunu yazdı:
“Göreve gelirken savunduğumuz ilke ve değerlerin yaşadığımız şu süreç içerisinde tamamen ayaklar altına yitirildiğini sizlerden aldığım mektuplar ve ulaştırılan bilgiler doğrultusunda açıkça görebiliyorum. Bazı hizmetlerde aksaklıklar yaşandığını, büyük bir heyecanla açılışını yapmaya hazırlandığınız tesislerin henüz faaliyete geçemediğini ve 1999-2004 yılları arasında gelenek haline getirdiğimiz ve çok önemsediğim mahalle toplantılarının yapılmadığını, artık bir rutin haline gelen halk buluşmalarının düzenlenmediğini öğrenmiş bulunuyorum”

İMAR İDDİASI
Mektubunda imar kararlarına da değinen Köseler, bazı ekiplerin kendisinin onayı olmadan, sakıncalı bulduğu gruplaşmalarla hareket ettiğini ve kritik imar izinleri verilmek üzere olduğunu iddia etti:
“Ayrıca, Beykoz’luya mağdur edecek, sakıncalı bulduğum bazı gruplaşmalarla gizli kapılar ardında, yine onay verilmediğim ekiplerce, verilmektedir gözeterek kritik imar izinlerinin verilme safhasında olduğunu da öğrenmiş bulunuyorum. Bu sürece Beykoz’lu asıl sahip çıkmalıdır. Dediğim gibi önceliğimiz her zaman Beykoz’un çıkarlarına verilecek kararların arkasında durmaktır.”
“ÖDÜLLENDİRİR GİBİ…”
Tutukluluk sürecinde belediyedeki atama ve görev değişikliklerinden de rahatsızlığını dile getiren Köseler, Başkan Vekili Özlem Vural Gürzel’i işaret ederek şu ifadeleri kullandı:
Tutuklu bulunduğum bu süreç diliminde üzülerek görüyorum ki, Sayın Özlem Vural Gürzel’in ona akıl veren ekibin liyakate ve özenle göreve getirdiğim birçok kişinin işine son vermeleri haklı gerekçelerle görevden uzaklaştırdığım kişileri ise ödüllendirir gibi yeniden göreve çağırmaları iyi niyetle ve dayanışma içerisinde olmayı amaçlayan hiçbir kişinin amaçlayan hiçbir kişinin sergileyeceği bir tutum değildir.
Vekillik görevi, seçilmiş Belediye Başkanının vizyonuna sahip çıkmak, adilce kararlarına saygı gösterilmek ve onun yokluğunu bir fırsata çevirmek yerine, kendisine emanet edilen iradeyi sağduyu ve olgunlukla korumaktır.
Sayın Özlem Uyar Gürzel de seçilmiş 31 meclis üyelerden biridir, bıraktığım emaneti, diğer meclis üyeleriyle birlikte, ortak akılla; dışlamadan, ayrıştırmadan yönetmesi gerektiğini unutmamalıdır. Her zaman belirttiğim gibi, Beykoz, mahalle kültürüne sahip, aidiyet ve vefa duygusu güçlü, çok özel bir ilçedir. Beykoz’u, Beykoz’la organik ya da duygusal bağı olmayan kişilerle yönetilemeyeceği geçmişte de görülmüştür.
Bizler gecemizi gündümüze ve katarak büyük bir mücadele ile “Beykoz’u Beykozlular yönetecek” diyerek yola çıkmıştık. Üzülerek görüyorumki hem bu sloganın hem verdiğimiz emeklerin hem de Beykoz halkının şahsıma gösterdiği sevginin değeri bilinmemektedir, değersizleştirilmektedir.

Beni seçen Beykoz’lular bu vefasızlığı kabullenecek insanlar değildir.
“KUMPAS İÇERİDEN KURULDU”
Başkavekilinin cezaevini ziyareti sadece iki kez yaptığını belirten Köseler, kendisine bir kumpas kurulduğunu söyledi:
“Dört ayda beni yalnızca iki kez ziyaret eden Sayın Vekil, tüm uyarılarına rağmen Beykoz’luluk bilincini gösteren bir hassasiyet göstermememiştir. Kendisinin, vekaleten yürüttüğü bu görev süreci boyunca Beykoz’u tanımayan, bu kente hiçbir aidiyeti olmayan ve şahsıma kurulan kumpas’ın doğrudan parçası olan kişilerle birlikte hareket etmeyi tercih ettiğini görüyorum. Kaldı ki, bu kumpasın kurgu, planlayıcılarının, kendi içimizden (Belediye) olduğunu da bütün kamuoyu bilmektedir.”
Köseler’in mektubu şöyle:
Öncelikle, dört aydır tutuklu bulunduğum Silivri Cezaevi’nden hepinizi hürmetle selamlıyorum.
Son zamanlarda sizlerden gelen mektuplardan aldığım yoğun şikayetler ve kamuoyunda çıkan haberler doğrultusunda, seçilmiş Beykoz Belediye Başkanı olarak bu açıklamayı yapmamı bir zorunluluk olarak görüyorum. Sizlere karşı her zaman açık, şeffaf ve samimi olmayı bir görev bildim.
Göreve gelirken savunduğumuz ilke ve değerlerin yaşadığımız şu süreç içerisinde tamamen ayaklar altına yitirildiğini sizlerden aldığım mektuplar ve ulaştırılan bilgiler doğrultusunda açıkça görebiliyorum. Bazı hizmetlerde aksaklıklar yaşandığını, büyük bir heyecanla açılışını yapmaya hazırlandığınız tesislerin henüz faaliyete geçemediğini ve 1999-2004 yılları arasında gelenek haline getirdiğimiz ve çok önemsediğim mahalle toplantılarının yapılmadığını, artık bir rutin haline gelen halk buluşmalarının düzenlenmediğini öğrenmiş bulunuyorum.
Ayrıca, Beykoz’luya mağdur edecek, sakıncalı bulduğum bazı gruplaşmalarla gizli kapılar ardında, yine onay verilmediğim ekiplerce, verilmektedir gözeterek kritik imar izinlerinin verilme safhasında olduğunu da öğrenmiş bulunuyorum. Bu sürece Beykoz’lu asıl sahip çıkmalıdır. Dediğim gibi önceliğimiz her zaman Beykoz’un çıkarlarına verilecek kararların arkasında durmaktır.
Tutuklu bulunduğum bu süreç diliminde üzülerek görüyorum ki, Sayın Özlem Vural Gürzel’in
ona akıl veren ekibin liyakate ve özenle göreve getirdiğim birçok kişinin işine son vermeleri haklı gerekçelerle görevden uzaklaştırdığım kişileri ise ödüllendirir gibi yeniden göreve çağırmaları iyi niyetle ve dayanışma içerisinde olmayı amaçlayan hiçbir kişinin amaçlayan hiçbir kişinin sergileyeceği bir tutum değildir.
Vekillik görevi, seçilmiş Belediye Başkanının vizyonuna sahip çıkmak, adilce kararlarına saygı gösterilmek ve onun yokluğunu bir fırsata çevirmek yerine, kendisine emanet edilen iradeyi sağduyu ve olgunlukla korumaktır.
Sayın Özlem Uyar Gürzel de seçilmiş 31 meclis üyelerden biridir, bıraktığım emaneti, diğer meclis üyeleriyle birlikte, ortak akılla; dışlamadan, ayrıştırmadan yönetmesi gerektiğini unutmamalıdır. Her zaman belirttiğim gibi, Beykoz, mahalle kültürüne sahip, aidiyet ve vefa duygusu güçlü, çok özel bir ilçedir. Beykoz’u, Beykoz’la organik ya da duygusal bağı olmayan kişilerle yönetilemeyeceği geçmişte de görülmüştür.
Bizler gecemizi gündümüze ve katarak büyük bir mücadele ile “Beykoz’u Beykozlular yönetecek” diyerek yola çıkmıştık. Üzülerek görüyorumki hem bu sloganın hem verdiğimiz emeklerin hem de Beykoz halkının şahsıma gösterdiği sevginin değeri bilinmemektedir, değersizleştirilmektedir.
Beni seçen Beykoz’lular bu vefasızlığı kabullenecek insanlar değildir.
Dört ayda beni yalnızca iki kez ziyaret eden Sayın Vekil, tüm uyarılarına rağmen Beykoz’luluk bilincini gösteren bir hassasiyet göstermememiştir. Kendisinin, vekaleten yürüttüğü bu görev süreci boyunca Beykoz’u tanımayan, bu kente hiçbir aidiyeti olmayan ve şahsıma kurulan kumpas’ın doğrudan parçası olan kişilerle birlikte hareket etmeyi tercih ettiğini görüyorum. Kaldı ki, bu kumpasın kurgu, planlayıcılarının, kendi içimizden (Belediye) olduğunu da bütün kamuoyu bilmektedir.
Üzülerek görüyorum ki, bu süreçte birleştirici olması gerekenler ayrıştırıcı olmayı tercih etmiştir. Şahsımın referans gösterdiği insanları bile görevden alarak tam bir ötekileştirme süreci sergilenmiştir.
Bir vekil, kendi seçilmiş başkanının isteklerini neden görmezden gelir? Bunları kimlere hizmet etmek için yapar?
Bunu bütün Beykoz’lu hemşehrilerime soruyorum:
Özellikle yaşadığımız bu süreçte “biz” olma sorumluluğunun ne kadar değerli olduğunu vurgulamak zorundayım.
Sayın Vekil, geçici bir görevde olduğunu unutmamalıdır. Hazırladığım bu mektup kendisinde ve akıl hocalarında bir farkındalık oluşturur.
Beykoz’un seçilmiş Belediye Başkanı görevine tekrar dönene kadar Beykoz’luların tüm hassasiyetlerine hâkim bir Belediye Başkanı’nın tecrübelerini daha dikkatli uygular.
Değerli Beykoz’lu hemşehrilerim,
İddianame 25/06/2025 tarihinde bana ulaştı. Duruşmaya henüz çıkmadım. Bunu hatırlatmak isterim.
Benim Yüce Türk Adaleti’ne inancım her şeye rağmen tamdır.
Bu süreçte her türlü linç karşısında yalnız bırakılan ailemin maalesef yanında olamıyorum. Gerek eşimle, gerek eşimle dostum büyüdüğüm Beykoz’da yalnız bırakılmış ve büyük bir haksızlıkla karşı karşıya kalmıştır.
Hâlen bazı kişilerin saygısızca ve büyük bir kötücüllükle tarafıma saldırdığını görüyorum. Ayrıca bu kişilerin partimize de büyük zarar verdiğini söylemek zorundayım. Bizi bu noktaya getiren bu grup, yakın zamanda ilahi adaletle hak ettiklerini bulacaklardır.
En kısa zamanda bu süreci atlatacağımıza ve yine bir arada olacağımıza bütün kalbimle inanıyorum.
Sizlerle tekrar kavuşana kadar kıymetli ailem ve Beykoz’umuz için kurduğumuz ortak hayaller siz değerli hemşehrilerimize emanettir.
Hepinizi sevgi ve hasretle kucaklıyorum.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r