DOLAR 41,3065 0,24%
EURO 48,6219 0,44%
ALTIN 4.834,52-0,45
BITCOIN 48581201,57%
Mersin
27°

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Mersin’de Hayvancılık Krizi: Gençler Sektörden Kopuyor!

Mersin’de Hayvancılık Krizi: Gençler Sektörden Kopuyor!

ABONE OL
Eylül 18, 2025 13:59
Mersin’de Hayvancılık Krizi: Gençler Sektörden Kopuyor!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Mersin’de Hayvancılık Krizi: Gençler Sektörden Kopuyor!
DEVA Partisi Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, hayvancılıkta genç üreticinin neredeyse yok olduğunu, aile işletmelerinin ayakta tutulmazsa hem hayvan varlığının azalacağını hem de et ve süt fiyatlarının yükselerek tüketiciyi zor durumda bırakacağını açıkladı.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, İl Başkanı Necmi Ağaoğlu ile birlikte Mersin Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Nuri Demirbaş’ı ziyaret ederek, damızlık üreticilerinin sorunlarını detaylı bir şekilde dinledi. Ekmen, özellikle 50 yaş altındaki üreticilerin neredeyse tamamen sektörden çekilmiş olmasını vurgulayarak, hayvancılıkta derin yapısal sorunların acilen ele alınması gerektiğini belirtti. Üretimi Omuzlayan Köprü Kuşak Desteklenmeli
Ekmen, Mersin’de büyükbaş hayvan sayısının 2015 yılına göre neredeyse üçte bir oranında azaldığını ifade ederek, üretimin sürdürülebilirliği açısından önemli tedbirler alınması gerektiğini söyledi. “50 yaş altı hayvan yetiştiricisinin neredeyse kalmamış olması en büyük tehdittir. Aile işletmeleri yok olursa hem hayvan varlığımız ciddi şekilde azalır hem de et fiyatları büyük işletmelerin insafına kalır” diyen Ekmen, gençlere yönelik yapılan desteklerin pratikte yeterli olmadığını belirtti. “İş hâlâ yaşlı nesil tarafından yürütülüyor; bu da gerçek bir gençleşme sağlamıyor. Üretimi omuzlayan 40-60 yaş arası grubu bir köprü kuşak olarak tanımlayıp, sonrasındaki nesil için ciddi bir strateji oluşturmalıyız” dedi.
İnsan Kaynağı Sistemde Tutulmalı
Hayvancılık sektöründe yetişmiş insan gücünün büyük ölçüde sektörden uzaklaştığını söyleyen Ekmen, kamu kurumlarında görev yapan veteriner hekimler ve ziraat mühendislerinin sahaya dönmesi gerektiğini vurguladı. “Bilimsel temelde tarım-hayvancılık uygulamalarına katılacak bu kişilerin kendi işlerini kurmaları teşvik edilmeli. Emekli olmuş, hâlâ üretken bireyler sektörde yeniden değerlendirilerek bilgi birikimi kaybedilmemeli. Köy okulları açık tutulmalı ve köydeki çocuklar zorunlu şehir göçü yaşamamalı. Kırsalda üretimin devam etmesi için elimizden geleni yapmalıyız” ifadelerini kullandı.
Üretici Şap Hastalığından Etkilendi
Geçtiğimiz haftalarda şap hastalığının üreticiler üzerindeki etkisine dikkat çeken Ekmen, hayvan hareketliliğinin kısıtlanması ve bazı hayvanların doğrudan kesime gönderilmesi gibi uygulamaların üreticiyi zor durumda bıraktığını söyledi. “105 bin kayıtlı hayvana rağmen, ahırlarda ve tesislerde 25 bini damızlık, 65-70 bin civarında hayvan olduğu tahmin ediliyor. Şap ve benzeri hastalıkların görüldüğü dönemlerde üreticiler ciddi sıkıntılar yaşadı. Mutasyon geçiren virüsler nedeniyle hayvanlar kesime zorlandı ve sürecin ekonomik etkileri büyük oldu. Karantina uygulaması doğru olsa da üretici bundan olumsuz etkilendi” dedi.
Hayvan Varlığı Üçte Bir Oranında Azalmış
Ekmen, son 10 yılda büyükbaş hayvan sayısının dramatik şekilde azaldığını belirterek, “2015-2016 yıllarında ahırda yaklaşık 180 bin hayvan bulunuyordu. Bugün ise mevcut sayı 65-70 bin civarında. Yani on yılda hayvan varlığımız üçte iki oranında azalmış durumda” açıklamasını yaptı.
Yem ve Süt Fiyatlarındaki Fark Üreticiyi Zorluyor
Ulusal Süt Konseyi çalışmalarına da değinen Ekmen, üreticinin yüksek maliyetlerle karşı karşıya olduğunu belirtti. “Bugün 1 çuval yem alabilmek için 30-38 litre süt satılması gerekiyor. Eskiden bu oran 20 litreydi. Bu fark üreticinin zarar ettiğini gözler önüne seriyor” dedi.
Yerli Üretici Eziliyor, Tüketici Kaybediyor
Ekmen, ithal et ve hayvancılığa dair sıkıntılara da dikkat çekti. “Et ithalatına sektör temsilcileri prensip olarak karşı olsa da, ihtiyaç varsa ve kaçınılmazsa, makul bir kâr marjıyla satılması gerekiyor. Yurt dışından 2.90 dolara ithal edilen karkas etin üzerine %20 kâr eklenmesi gerekirken, neredeyse 10 dolara satılması büyük tepki topluyor. Bu tür uygulamalar yerli üreticiyi zor durumda bırakıyor ve tüketiciye yüksek fiyat olarak yansıyor” ifadelerini kullandı.
Sütü Destekle, Hayvancılığı Kurtar
Ekmen, Mersin’in tarımda Türkiye üçüncüsü olmasına rağmen hayvancılıkta ciddi bir gerileme yaşandığını vurguladı. “Büyükbaş hayvancılıkta 30. sıradayız. Bu düşüş yalnızca Mersin’e özgü değil; ülke genelinde köylerin boşalması ve 40 yaş altı yetiştirici sayısının neredeyse yok denecek kadar az olmasıyla bağlantılı. Küçükbaş hayvancılıkta çoban bulmak zor, meslek cazip görülmüyor, maaşlar düşük ve destekler yetersiz. Meraların daralması da sürdürülebilirliği tehdit ediyor. Süt üretiminde tablo benzer: Bugün süt litresi 16-18 TL ama üretici kazanamıyor; girdi maliyetleri yüksek, devlet desteği yetersiz, krediye erişim neredeyse imkânsız” dedi.
Ekmen çözüm önerilerini şöyle sıraladı: “Süt üretimine litre başına 15 TL gibi doğrudan teşvik verilirse üretim artar, damızlık sayısı yükselir, iki yıl içinde hem süt hem et sorunu çözülür. Süt tozu veya hayvan ithalatına gerek kalmaz. Genel Başkanımız Ali Babacan’ın hep söylediği gibi, gıda enflasyonunu düşürmenin yolu üretimi desteklemek, bütçeyi doğrudan üreticiye aktarmak ve gençleri yeniden bu işe kazandırmaktan geçiyor.”
Kaynak: Haber Merkezi

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.