Yeşil Gemi!
Son zamanlarda Atatürk parkına gitmişseniz mutlaka gözünüze çarpmıştır. Liman içine doğru yeşil bir gemi duruyor. Aslında durmuyor. Çalışıyor. Sorsanız, limanın dibini temizliyor.
Balçıktan, çamurdan yükselen liman tabanını temizleyip derinleştiriyor. Diyeceksiniz ki; çalıştığı yerin limanla ne alakası var.
Evet yok. Zaten sorun da burada. Anladığım kadarıyla, liman kapısının açılışında valinin verdiği “müjdeyi” realize ediyor.
Ne demişti valimiz, “liman genişletme sahamızın çalışmalarını hızla başlatacağız.” Evet çalışmalar hızla başladı sanırım.
Birincisi hep söylüyoruz, bir kez daha söyleyeyim. Atatürk parkı kent halkının hafızadır. Bu parkı yok etmek, bir kısım uluslararası sermaye gruplarına ve onların az sayıdaki yerel ortaklarına büyük menfaat sağlayabilir, fakat bu parktan faydalanan ve gidecek başkaca yeri olmayan milyonlarca insanın bedduasını, nefretini alırsınız.
İkincisi mahkeme süreci tamamlanmadığı için bir gün herkese lazım olacak, hukuk ayağınıza dolanabilir.
Üçüncüsü ne kadar gizlemeye çalışsanız da, temizlik işlerini gece vardiyasına bıraksanız da, bu kent küçük, duyuluyor.
Onlarca karettanın ölümüne sebep oldunuz/oluyorsunuz.
Bunun da vebali, suçu büyük.
Çünkü karettalar yasal koruma altındalar. Kılına zarar gelmesin diye gönüllüler yıllardır saçlarını süpürge ediyor.
Solungaçlarına balçık dolduğu için ölen binlerce balığı söylemiyorum bile.
Hâsılı yeni bir konteyner limanı yapmak ve sorunları daha köklü ve kalıcı bir biçimde çözmek varken, palyatif çözüm arayışlarıyla hem denizin, hem de karanın dengesini bozup viran ediyorsunuz.
Ne için; Singapurlu şirket daha az bedelle maksimum kar elde etsin ve kazandığı her kuruşu yurt dışına götürsün diye..
Abdurrahman Yıldız
Mersin BŞB Meclis Üyesi
News
